ORDU HALK KÜLTÜRÜ

Fiziki ve Tarihi Çevre

Küçük Asya olarak da anılan Anadolu’nun Asya ile Avrupa arasındaki kuzey köprüsü ya da kuzey şeridi konumunda olan Karadeniz bölgesinin orta bölümünde yer alan ve insanlık tarihinin en eski devirlerinden bu yana çeşitli kavim ve kültürlere ev sahipliği yapmış Ordu, eski ismiyle Kotyora, tarihi derinliği, çok kültürlü yapısı ve tabii güzellikleriyle bugünün Türkiye’sinin en güzide köşelerinden birisidir.

Ordu halk kültürü pek çok kültürün etkileşim noktasında başka bir deyişle kavşak noktasında bulunan bir coğrafi güzelliğin çok renkli ve çok sesli değerlerine sahiptir. Alevi, Sünni, Türk, Gürcü, Ermeni gibi pek çok etnik ve dini renge ev sahipliği yapmış Ordu, yazılı, sözlü, kayıtlı, kayıtsız, halk kültürünün emsalsiz örneklerine ev sahipliği yapmakla öne çıkmaktadır. Keşfetmek ise bu toprakların değerlerine ve geleneklerine bağlı, saygılı, meraklı ve tutkun nesillere düşüyor.

Ordu il hudutları içerisindeki yol ağı uzunluğu 924 km’dir. Bu yolların 284 km’si Devlet yolu, 640 km’si il yoludur. Ordu Ankara’ya 584 km, İstanbul’a 902 km, İzmir’e 1163 km, Antalya’ya 1109 km, Samsun’a 165 km ve Trabzon’a 181 km uzaklıktadır. İl genelinde toplu taşımacılık faaliyeti diğer illerde olduğu gibi karayolu ağırlıklı yapılmaktadır. Ordu’ya en yakın demiryolu ağı Samsun ili Çarşamba ilçesinde bulunmaktadır. Hava yolu taşımacılığı için Ordu Giresun arasında bulunan mesafe olarak Ordu’ya daha yakın olan OR-Gİ havalimanından yararlanılmaktadır. Yine ihtiyaç olduğunda Trabzon ve Samsun illerindeki hava alanlarından da yararlanılabilme imkânı vardır. İlin deniz kenarında olması avantajı olduğu halde deniz aracılığıyla taşımacılık yapılmamaktadır. İlde mevcut iskelenin haricinde liman bulunmaması deniz taşımacılığının gelişimini etkilemiştir. İl içinde toplu taşımacılık faaliyetleri genellikle minibüs ve otobüs taşımacılığı şeklinde yapılmaktadır. Toplu taşımacılık faaliyetleri başta büyükşehir belediyesi olmak üzere özel sektörce de karşılanmaktadır. Şehir içi taşımacılığı önceki yıllarda taksi dolmuş olarak yürütülmekteydi. Fakat artan trafik ve yoğunluk nedeniyle dolmuş taksicilik faaliyeti kaldırılıp, yerine dolmuş minibüs uygulaması başlatılmıştır (Ordu İli Doğa Turizmi Master Planı 2013-2023).

Ordu ili kent dokusunu incelediğimizde; sahil şeridinden geçen transit yola dik caddeler ve bu caddeleri dikine kesen sokakların olduğunu görürüz. Kent gelişim dokusu düzensiz dama şeklinde oluştuğu belirgindir. Bu yol ve cadde yapılanmasının oluşturduğu yol ağlarının genellikle tümü trafiğe açık olup, halkın yoğunlukta kullandığı caddeler alışveriş merkezlerinin bulunduğu alanlardır. Bu alanlar araç trafiğine kapalıdır.

Ordu ili ve ilçelerinde sahil kesiminde deniz taşımacılığı yapılmaktadır. İl merkezinde mevcut iskele aracılığıyla ithalat ve ihracat faaliyetleri yapılmaktadır. İlçelerde ise Ünye ve Fatsa limanlarında yükleme boşaltma faaliyetleri yapılabilmektedir. Bu faaliyetler genellikle sanayiye dayalı alım satımlarda yapılmaktadır. İl merkezinde, sanayi bölgesinde faaliyet gösteren kuruluşlar genellikle iskele ve ilçelerdeki bu tesislerden yararlanmaktadır (Ordu İli Doğa Turizmi Master Planı 2013-2023).

Coğrafi Yapı

Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz bölgesinin sınır ili Ordu, 40°  18’ ve 41° 08’ kuzey enlemleriyle 36°  52’ ve 38° 12’ doğu boylamları arasında bulunmakta ve 5952 km2’lik yüzölçümü ile ülke topraklarının % 0,8’ini kaplamaktadır. Ordu’nun kuzeyinde Karadeniz, Batısında Samsun, Doğusunda Giresun, Güneyinde Sivas ve Tokat bulunmaktadır.

İl toprakları düzlüklerden oluşan dar bir kıyı şeridi ile bunun hemen gerisinde yükselen Kuzey Anadolu Dağları’nın kıyı dağlarından oluşur. Akarsu vadileriyle derin biçimde parçalanmış olan dağlık alanın yüksekliği kuzeyden güneye doğru azalır (Türkiye İller Ansiklopedisi, 2005: 318).  Ordu’da denize paralel olarak uzanan Karadeniz Dağları’nın Canik Dağları adı verilen bölümü sıralanır. Melet Irmağı’nın doğusunda Giresun Dağları yer alır. Dağların yükseklikleri doğudan batıya doğru azalır. Mesudiye ilçesinin batısında bulunan Erdemkırı Dağları’nın yüksekliği 2000 m’yi geçmez (Çakan, 2005: 276).

Ordu’da bulunan başlıca tepeler ve yükseklikleri şöyledir: Karagöl Dağları üzerindeki Kırklar Tepesi 3.039 m, Gündeliç Tepesi 2.700 m, Seyit Tepesi 2.450 m, Horlak Tepesi 2.150 m, Yağlıtepe 2.619 m, Aşıt Tepesi 2.569 m, Kabaktepe 1.910 m, Kuşkaya Tepesi 1910 m, Fındıkalan Tepesi 1.660 m, Boztepe 450 m, Eriço Tepesi 2.298 m, Çal Tepesi 1.722 m, Sakarat Tepesi 730 m, Kiraztepe 810 m, Çataltepe 850 m, Başkızdıran Tepesi 920 m’dir (Çakan, 2005: 277).

Ordu yayla bakımından da zengin sayılabilir. Çambaşı, Çukuralan, Keyfalan, Perşembe, Güllüyazı, Düzdağ ve Yedigöl Yaylaları Ordu’nun belli başlı yaylalarıdır. 

Ordu ilinde deniz kıyısı boyunca akarsuların iki yanında dar şeritler halinde düzlükler görülür. Akarsuların taşıdığı alüvyonlarla beslenen bu topraklar tarıma elverişli olsa da konut yerleşimleri buralarda yoğunlaşmıştır. İl ve ilçe merkezleri de akarsu ağızlarındadır. İl merkezi Melet ve Civil akarsularının etrafında gelişme göstermiştir. Ordu’nun Melet Çayı batısında kalan büyük kesimi Orta Karadeniz Bölümü’nde, doğusundaki küçük kesimi ise Doğu Karedeniz bölümünde yer alır (Ana Britannica, 1989: 144). 

İrili ufaklı pek çok akarsu bulunan Ordu’da şehir merkezine yakın Melet ve Turnasuyu bilinen en önemli iki nehirden başka Bülbül Deresi, Civil Deresi, Bolaman Irmağı, Elekçi Irmağı, Cevizdere, Cüri Deresi ve Akçay diğer önemli akarsulardır (Çakan, 2005: 277). Yeşilırmak’ın kollarından Karakuş Çayı’nın bazı başlangıç kolları ilin Güneybatı kısmından doğar (Türkiye İller Ansiklopedisi, 2005: 318).

Akarsu bakımından zengin illerimizden olan Ordu’da büyük göl yoktur. Fatsa’daki Gaga Gölü, Gölköy’deki Ulugöl, sırasıyla 69 ve 39 dekarlık ölçüleriyle küçük evsafta göllerdir.

Ordu’nun Karadeniz’e yaklaşık 100 km kadar kıyısı bulunmaktadır. Kıyıları Karadeniz’e bakan diğer illere göre Ordu kıyıları daha girintili çıkıntılıdır. Başlıca çıkıntı doğu ucunda bulunan Vona yani Çamburnu, batısında ise Yasun Burnunun bulunduğu Perşembe Yarımadasıdır. Yarımadanın doğusunda bulunan Vona koyu doğal liman özelliği taşır. Bu yarımadanın kıyıları daha çok falezlerden oluşur. Kıyıların öbür bölümleri alçaktır. Alçak kıyıların bir bölümünde akarsuların taşıdığı, alüvyonların yığılmasıyla oluşan kıyı ovaları bulunmaktadır. Bunlar da büyük ova şeklinde değil daha çok küçük düzlükler şeklinde tanımlanan ovalardır. İl merkezinin bulunduğu Ordu şehir merkezi ise Karadeniz kıyısında lav yığınından oluşan ve Kuzey-Güney doğrultusunda uzanan Boztepe’nin batıdan çevirdiği Kirazlimanı adlı koyun kenarında 18. yüzyıl sonlarına doğru kurulmuş yeni bir şehirdir (İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007: 367-370).

Ordu ilinin 19 ilçesi vardır. Merkez ilçe Altınordu adını taşımaktadır. Diğer ilçeleri şunlardır: Akkuş, Altınordu, Aybastı, Çamaş, Çatalpınar, Çaybaşı, Fatsa, Gölköy, Gülyalı, Gürgentepe, İkizce, Kabadüz, Kabataş, Korgan, Kumru, Mesudiye, Perşembe, Ulubey ve Ünye.

Ordu’nun büyüklük, tarihi, kültürel, coğrafi ve turistik özellikleri bakımından öne çıkan ilçeleri ve belli başlı değerleri şunlardır (https://www.umiforum.com):

Aybastı: Aybastı, tarihsel kalıntılar açısından zengin bir ilçedir.

Fatsa: Doğal yer altı kaynakları açısından şanslı olan ilçede, Ilıca kasabasında şifalı su bulunmaktadır. Elmaköy’de birçok hastalığa şifa olduğu bilinen Acısu bulunmaktadır.

Gürgentepe: Gürgentepe tarihsel açıdan zengin kalıntılara sahiptir. Tikenlice köyü mağara mahallesinde 11 adet kaya mezarı vardır. Bölgede Hıdrellez şenlikleri uzun yıllardan beri bu ilçede yapılmaktadır.

Kabadüz: İlçe Ordu’nun 21 km. güneyindedir. Çambaşı Yaylasının turizm merkezi ilan edilmesiyle, yörede yayla turizmi hızla gelişmektedir.

Kabataş: İlçe merkezi Ordu’ya 93 km. uzaklıktadır.

Kumru: Dikkate değer etkinlik Düzoba Yayla Şenlikleridir. İlçe doğal yapısı bakımından yayla turizmine çok elverişlidir.

Mesudiye: Mesudiye’de adından en çok söz ettiren yaylalar Keyfalan ve Taştekne’dir. Yayla ve kültür şenlikleri ile Vosvos şenliklerinin bir bölümü bu yörelerde gerçekleştirilmektedir.

Perşembe: Ordu’ya 13 km. uzaklıktadır. Perşembe İlçesi bir kıyı şeridine kurulduğu için, doğal plajlara sahiptir. İlçenin tarihi ve arkeolojik değerlerinden biri de Yason Kilisesidir.

Ulubey: İl merkezine 23 km. uzaklığındadır. Ulubey ilçesi zengin doğal güzelliklere sahiptir.

Ünye: Ünye Kalesi, Kaya Mezarı, Hamamlar, Yunus Emre ziyaretgâhı ve tescili bulunan sivil mimarlık örnekleri, Ünye-Niksar İpek Yolu, Asar Kaya Milli Parkı, doğal plajlar ve Acısu mevkii görülmeye değer yerlerdir.

Ordu ve ilçelerinin rakım, yüzölçümü, enlem ve boylam gibi başlıca coğrafi bilgileri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

 

Tablo: Ordu ve İlçeleri Coğrafi Bilgiler Tablosu

İlçe Adı

İl Merkezine Uzaklık (km)

Yüzölçümü

Rakım (m)

Akkuş

140 km

666 km²

1250

Aybastı

102 km

241 km²

700

Çamaş

57 km

146 km²

600

Çatalpınar

57 km

116 km²

150

Çaybaşı

90 km

106 km²

490

Fatsa

36 km

283 km²

10

Gölköy

62 km

341 km²

850

Gülyalı

12 km

112 km²

100

Gürgentepe

48 km

233 km²

1235

İkizce

90 km

118 km²

140

Kabaduz

21 km

340 km²

450

Kabataş

75 km

142 km²

430

Korhan

72 km

206 km²

760

Kumru

88 km

344 km²

450

Mesudiye

110 km

1180 km²

1150

Perşembe

78 km

224 km²

100

Ulubey

23 km

262 km²

550

Ünye

75 km

650 km²

20

 

Kaynak: http://ordu.yerelnet.org.tr/il_ilce_koordinat.php?iladi=ORDU

İklim

Ordu’nun kıyı kesimi Karadeniz kıyılarında görülen nemli ve ılıman iklimin etkisi altında kalır. Bu kesimde yazlar ılık, kışlar serin geçer. Kar yağar ancak ortalama kalma süresi on günü geçmez. Karasal iklimin etkili olduğu iç ve güney kesimlere çok kar yağar ve uzun süre kalır. İl kıyılarında deniz suyu sıcaklığı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül’de 20 0C üzerindedir. Ölçülen en yüksek deniz suyu sıcaklığı ise 26,7 0C’dir. Güney kesim dışında ilin öbür kesimlerinde Karadeniz’in nemli etkileri hissedilir. Yağış mevsimlere hemen hemen eşit olarak dağılmış vaziyettedir. Kıyı kesimlere göre daha fazla yağış alan dağlık kesimlerde fazla yağıştan dolayı heyelanlar meydana gelebilmektedir. En çok sonbaharda yağış alan Ordu kent merkezinde yıllık ortalama yağış miktarı 1.146,7 mm’dir (Türkiye İller Anskopedisi, 2005: 319). 

Ordu ili günde ortalama 5 saat 6 dakika güneşli geçmektedir. En fazla güneşlenme müddeti 8 saat 6 dakika ile Haziran, en az ise 2 saat 19 dakika ile Ocak ayında görülmektedir. Işınım şiddeti ise yıllık (5 yıllık) 280,87 kalori/cm2 dir (Ordu İli Doğa Turizmi Master Planı: 2012).

Bitki Örtüsü

Ordu il toprakları yaz ve kış yemyeşildir. Kıyılarının ılık ve bol yağışlı olması, bitki örtüsünün zengin olmasını temin etmektedir (www.cografya.gen.tr). Kıyı şeridinde yayvan yapraklı etek ormanları ve fundalar görülür. Bu şerit, Karadeniz kıyıları ile kenar dağlarının orta kısımlarıdır. Tarla tarımına en uygun alanlarda buradadır. Orman etekleri ile yaylalar arasında kalan kesimde ise, yayvan yapraklı, karışık ve iğne yapraklı bitki örtüsü görülür. Bu alanlarda kızılağaç, gürgen, çam, ladin, orman gülü türleri bitki örtüsünü oluşturur. Yayla kesimlerinde ise 1500-1800 metre yükseklikte çam, ladin, ince çalı öbekleri ve orman altı bitki türleri görülür (www.dogakolik.com).  

Coğrafî konumu itibarıyla zengin bir bitki çeşitliliğine sahip olan Ordu, botanik araştırmaları ve bitki gözlemi açısından çok sayıda olanak sunar. Topoğrafik yapısı ve farklı iklimsel özelliklere sahip olması, bu çeşitliliğin en önemli nedenidir, ilin özellik arz eden bitki bölgesi, Ordu bitki çeşitliliğinin Doğu Karadeniz bitki örtüsünden ayrılmasının sebebi olarak kabul edilen Melet Havzasıdır. Bu vadinin özgünlüğü, öksin ve kolşik zonun kesişim noktası üzerinde bulunması ve Doğu ladininin Karadeniz Bölgesi’ndeki yaşam alanının sınırını belirlemesinden kaynaklanır. Uzmanlarca yapılan çalışmalarla Melet Havzası, Akkuş ilçesi ve civarı, Fatsa-Ünye sahil şeridi alanlarında yürütülen çalışmalar ışığında, yetiştiği yaşam ortamına göre bölgedeki türlerin tanımlaması yapılmıştır. Bu zonlar; Defne Karayemiş (Lauretum), Kestane (Çastanetum), Kayın (Fagetum), Çam (Picetum) ve Alpin zonu (Alpinetum) olarak isimlendirilmiştir (www. seyahatcini .com).

Buna göre ordu bitki örtüsü; gazal boynuzu, noel gülü, yılanyastığı, katran ardıcı, böğürtlen, dağ çileği, geyik dikeni, ebegümeci, kızılcık, porsuk, mor menekşe, mor çiçekli orman gülü, sarıçiçekli orman gülü, şeytan elması, ağaç mürver, adi papaz külahı, ayı fındığı, ağızlık çalısı; çobanpüskülü, karahindiba, kuş üvezi, doğu kartopu, hanımeli, frenk üzümü, Karadeniz defnesi, huş, ayı üzümü, papatya, ballıbaba, köy göçüren, eşek dikeni, sıtma otu. zımbit, lapaza çiçeği, kanarya otu, su lalesi, andız, çalpa, adaçayı, büyük çiçekli adaçayı, kekik, dağ çayı, tokalı dağ çayı, salep; kısa Mahmut otu, çakırdikeni, deve dikeni, as pençesi, haseki küpesi, geven, kantar, kırlangıç otu, mendek, yivdin, yonca, boncuk otu, boru çiçeği, kurt pençesi, çuha düğün çiçeği (tütiye), at kuyruğu, teke sakalı, sığır kulağı, su sümbülü, hoşuran, üçgül, venüs otu, nilüfer, göl soğanı, kaldirik, sütleğen, engerek otu, çam salebi, sümbül, altın yıldız, Sibirya adasoğanı, yıldız sümbülü, dağ sümbülü, akyıldız, sakarca (sütlücen), orman zambağı, baldıran, baldırı kara (eğrelti), akkuş zambağı, vargit, yabani sarımsak, döngeri, dikenucu (melevcen), sumak, bataklık süseni, kılıç çiçeği, Japon bromu, safran, kardelen, kış nergisi, Manisa lâlesi, rüzgâr gülü (anemon), siklamen, kaz gagası (kazıyak) ve şakayık gibi bitki türlerini gözlemlemek mümkündür. Özellikle Ordu bitki örtüsü Turnalık, Çambaşı, Topçam, Yeşilce yaylaları ile
Akkuş ormanları botanik açıdan oldukça zengindir. Elbette Ordu bitki örtüsünün başrol oyuncusu orkidelerdir. Bölgede 19 çeşit orkidenin varlığı, Ordu bitki örtüsünün zenginliğini vurgulamaktadır. Ordu Mantar Çeşitliliği Ordu mantar çeşitliliği açısından da son derece verimli bir alandır. Özellikle ilkbahar ve sonbahar ayları, mantarların yoğun olarak görüldüğü dönemdir (www.seyahatcini.com). Diğer pek çok bitki gibi yörede bolca mantar bulunması ve lezzetli oluşu sebebiyle zamanla bir mutfak kültürüne de dönüşmüştür.  

Orman alanı bakımından zengin sayılabilecek olan Ordu’da Türkiye’nin en büyük özel ormanı bulunmaktadır. Bu orman Ulubey ilçesi sınırları içerisinde olup 804 hektar büyüklüğündedir.  Orman “Karadere-Kışlak Ormanı” ismiyle anılmaktadır. 1950 ile 1997 yılları arasında tapu tescilli özel mülk orman olarak sahipleri tarafından işletilen orman daha sonra maliye hazinesi adına tescil edilmiştir (Ayaz ve İnanç, 2009).

Hayvan Varlığı

Ordu’da hayvancılık, ekonomik bir faaliyet alanı olarak yeterince gelişmemiştir. İlin sert topografyasının ve engebeli arazi yapısının bir sonucu olarak, dar ve oldukça küçük alanlara yerleşmiş bulunan aile işletmeleri genellikle kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak az sayıda, 3-4 baş hayvan besleyebilecek imkânlara sahip bulunmaktadır.

Arıcılık, İlde yıllar itibariyle büyük gelişme gösteren ve başlıca geçim kaynaklarından birini oluşturan önemli bir ekonomik faaliyettir.

Ordu’da bitki örtüsünün yaygınlığına ve türüne bağlı olarak değişik kesimlerde çeşitli yaban hayvanı bulunmaktadır. Bunlardan bazıları ayı, karaca, yaban domuzu, tilki, kurt, çakal, çulluk, kartal, şahin, atmaca, su samuru, gelincik, çil keklik, sincap, yabani tavşandır. Perşembe ilçesi sınırları içerisinde bulunan Hoynat Adası Tepeli Karabatak türünün önemli bir yaşam alanıdır. Kıyı boyunca çok sayıda ördek ve su kuşunu kolaylıkla gözlemleme imkânları vardır. Gri balıkçıl, sakarmeke, küçük ak balıkçıl, büyük ak balıkçıl, kuğu vb. (Ordu İli Doğa Turizmi Master Planı 2013-2023) Özellikle yaz aylarında Hoynat adası meraklıları tarafından ziyaret edilen önemli bir fauna alanıdır. 

Arazi Varlığı

Ordu’da ekilişlerine göre arazi varlığı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Tablo: Ekilişlerine Göre Arazi Dağılımı

Arazi Cinsi

Alanı (Ha)

%

Bağ bahçe

228.270

33,8

Tarla

35.085

5,2

Ormanlık-Fundalık

200.000

29,6

Çayır-Mera

50.000

7,4

Yerleşim Alanı

110.960

16,4

Tarım Dışı

51.293

7,5

TOPLAM

675.608,4

100

 

Kaplıcalar ve Maden Suları

Sağlık turizmine elverişli iller arasında Ordu ilini de saymak gerekir. Ordu, ilçelerine yayılmış şifalı sularıyla büyük bir potansiyele sahip illerimizin başında gelir.

Gölköy Maden suyu, Meşealan Maden Suyu ve Çermik Suyu, Gölköy ilçesindedir. Özellikle Çermik Suyu, kükürtlü bir su kaynağıdır. Banyo tedavisi, romatizma ve cilt hastalıklarına iyi gelir. İçildiğinde ise, mide rahatsızlıklarını giderir.

Çamalan Kaplıcası ve Çamalan Maden Suyu, Gökçebel Suyu ve Esemen Suyu, Akkuş ilçesinin şifalı su kaynaklarıdır. Esemen Suyu’nun, bağırsak parazitleri ile böbrek kumlarının dökülmesinde büyük yararı vardır. Musalı Maden Suyu ile romatizmal hastalıklara iyi gelen suyuyla İskevsir Köyü Kaplıcası Mesudiye ilçesinin, Yağıbasan köyündeki Acısu İçmesi, Yaycı Köyü Maden Suyu ve Tekkiraz beldesindeki Tekkiraz Suyu da Ünye ilçesinin şifa kaynaklarıdır. Tekkiraz Suyu’nun müshil etkisi vardır. Nazif Bey Suyu ise Ordu-Merkez ilçede olup, hem mide ağrılarına, hem de romatizmaya iyi gelen bir başka şifalı sudur.  Ordu’daki en önemli kaplıca, Fatsa-Ilıca beldesi sınırları içinde bulunan Sarmaşık Kaplıcası’dır. 47 derece olan kaplıca suyunun içinde bulunan demir ve kükürt gibi minerallerle romatizma, kireçlenme, kadın hastalıkları, mide, bağırsak ve idrar yolları iltihaplanması, alerji türü gibi birçok hastalığa iyi gelmektedir. Deniz seviyesinden yüksekliği 50 metre olan kaplıcaya, sezon süresince komşu ilçelerden binlerce romatizmalı hasta gelmektedir. En önemli içmesi yine Fatsa’da bulunan Sazcılar Kaynak Suyu’dur. Sülfat, sodyum, kalsiyum, klorür, bromürve flor içeren suyunun temperatürü 47.5°C, pH değeri 8.55 radyoaktivitesi 0.85 emandır. Litresinde1 gram mineralizasyon bulunan, kalevi ve toprak kalevili acı bir sudur. Banyo ve içme tarzında kullanılabilir. Banyo tarzında kullanıldığında, termalitesi ile sedatif bir etki yapar. İçme olarak kullanıldığında ise, etkisi daha çok böbrek üzerinde yoğunlaşır. Banyo tedavisi; romatizmalılar, nevralji ve cilt hastalıkları için önerilir. İçme tedavisinin böbrek hastalıkları üzerinde diüretik etkisi vardır. Kaplıcada; üç adet tedavi havuzu ile çok sayıda sıra banyosu bulunur. Konaklama için kurulan tesislerin toplam yatak kapasitesi 1000’i geçer. Kaplıcanın kendi oteli ise 120 yataklıdır. Sosyal ve yardımcı tesis sıkıntısı çekilmeyen yörenin ulaşım sorunu da yoktur.

Ulaşım

Ordu il hudutları içerisindeki yol ağı uzunluğu 924 km’dir. Bu yolların 284 km’si Devlet yolu, 640 km’si il yoludur. Ordu Ankara’ya 584 km, İstanbul’a 902 km, İzmir’e 1163 km, Antalya’ya 1109 km, Samsun’a 165 km ve Trabzon’a 181 km uzaklıktadır. İl genelinde toplu taşımacılık faaliyeti diğer illerde olduğu gibi karayolu ağırlıklı yapılmaktadır. Ordu’ya en yakın demiryolu ağı Samsun ili Çarşamba ilçesinde bulunmaktadır. Hava yolu taşımacılığı için Ordu Giresun arasında bulunan mesafe olarak Ordu’ya daha yakın olan OR-Gİ havalimanından yararlanılmaktadır. Yine ihtiyaç olduğunda Trabzon ve Samsun illerindeki hava alanlarından da yararlanılabilme imkânı vardır. İlin deniz kenarında olması avantajı olduğu halde deniz aracılığıyla taşımacılık yapılmamaktadır. İlde mevcut iskelenin haricinde liman bulunmaması deniz taşımacılığının gelişimini etkilemiştir. İl içinde toplu taşımacılık faaliyetleri genellikle minibüs ve otobüs taşımacılığı şeklinde yapılmaktadır. Toplu taşımacılık faaliyetleri başta büyükşehir belediyesi olmak üzere özel sektörce de karşılanmaktadır. Şehir içi taşımacılığı önceki yıllarda taksi dolmuş olarak yürütülmekteydi. Fakat artan trafik ve yoğunluk nedeniyle dolmuş taksicilik faaliyeti kaldırılıp, yerine dolmuş minibüs uygulaması başlatılmıştır (Ordu İli Doğa Turizmi Master Planı 2013-2023).

Ordu ili kent dokusunu incelediğimizde; sahil şeridinden geçen transit yola dik caddeler ve bu caddeleri dikine kesen sokakların olduğunu görürüz. Kent gelişim dokusu düzensiz dama şeklinde oluştuğu belirgindir. Bu yol ve cadde yapılanmasının oluşturduğu yol ağlarının genellikle tümü trafiğe açık olup, halkın yoğunlukta kullandığı caddeler alışveriş merkezlerinin bulunduğu alanlardır. Bu alanlar araç trafiğine kapalıdır.

Ordu ili ve ilçelerinde sahil kesiminde deniz taşımacılığı yapılmaktadır. İl merkezinde mevcut iskele aracılığıyla ithalat ve ihracat faaliyetleri yapılmaktadır. İlçelerde ise Ünye ve Fatsa limanlarında yükleme boşaltma faaliyetleri yapılabilmektedir. Bu faaliyetler genellikle sanayiye dayalı alım satımlarda yapılmaktadır. İl merkezinde, sanayi bölgesinde faaliyet gösteren kuruluşlar genellikle iskele ve ilçelerdeki bu tesislerden yararlanmaktadır (Ordu İli Doğa Turizmi Master Planı 2013-2023).

Ordu Tarihi

Ordu ismi Nereden Gelir?

Ordu ismi, Türklerin bu bölgeye geldikleri tarihten itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Bazılarının iddia ettikleri gibi, Fatih Trabzon’u fethetmek için geçtiği yörede ordusu ile konakladığı için bu ad verilmemiştir. Zira Fatih, Erzurum üzerinden Trabzon’a gelmiştir. Yusuf Has Hacib’in “Kutadgu Bilig” adlı ünlü eserinde Ordu isminin manası, şehir, saray, başşehir, sahil şehri olarak geçer. Bu duruma göre, Hacı Emir Beyi İbrahim’in oğlu Bayram Bey tarafından kurulan Eskipazar’ın o günkü adı şöyledir: “Bölük-i Niyabet-i Ordu bi, ism-i Alevi” dir. Hemen belirtmek gerekir ki, buradaki alevi, bu günkü manasında kullanılmıyor, bir cemaat, bir sülale anlamında kullanılıyordu. Keza, Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı çok tanınmış olan “Divan-ı Lügat’it-Türk” adlı büyük eserde, Ordu, bir yere yerleşmek, Hakan’ın yurdu, ordulanmak gibi anlamlara gelmekteydi. 15. asır başında Eskipazar’da bu adla kurulan Ordu kazası, günümüzde de aynı adını korumaktadır. Resmi kayıtlarda Eskipazar yerleşmesinin adı, Bayramlı, Bayramlu mea İskefsir ve Milas, Behram Şah, Behramlı, Eyalet-i Behram, Ordu Bayramlu Eyaleti şeklinde geçmektedir. Ordu’nun hemen batısında, Hacı Emir Beyliği ile aynı çağda hüküm süren Taceddinoğulları Beyliği’nin de başkentinin adı da Ordu idi (www.ordu.gov.tr). Günümüzde kentin 5 km güneydoğusunda yer alan Eskipazar Köyünün daha önceki adı Bayramlı, ondan önceki adı da Ordu idi. Bugünkü kent merkezi Bayramlı’nın iskelesiydi ve bucak statüsündeydi. 18. yüzyıldan sonra iskele, pazar yerinin de burada olmasından dolayı hızla gelişerek Bayramlı’yı gölgede bıraktı. 1869’da bucağın ismi Ordu olarak değiştirildi (Yurt Ansiklopedisi, 1984: 6248-6339).

Vilayet ve Şehir Tarihi

Ordu ilinin tarih öncesi dönemleri; Ünye ilçesi Cevizdere yöresinde ve buraya yakın Yüceler Köyü civarında bulanan tabii mağaralarda yapılan yüzey arastırma ve incelemeler sonucun da ilk yerlesmelerin ve kültür eserlerinin Paleolitik Çağın sonların da, MÖ. 15 bin yılından itibaren başladığı anlaşılmaktadır (Özdemir, 2011).

Tarihçilerin bir kısmına göre Ordu’nun kısa tarihi şöyledir: Ordu yöresi MÖ. 17. yüzyılda Kaşkaların yurdudur. Kaşkalar hırçın ve atak bir kavimdiler. Varlıklarını MÖ. 8. yüzyıla değin sürdüren Kaşkaların Hitit Başkenti Hattuşa’ya hatta Asur sınırına kadar akınlar düzenledikleri bilinmektedir. MÖ. 4. yüzyıl sonunda kurulan Pontus Krallığı’nın sınırları içinde kalan yöre daha sonra MÖ. 1. yüzyılda Romalıların eline geçti ve Pontus Polemoniacus Eyaleti’ne bağlandı. Bizans döneminde önce Armeniakon Theması daha sonra Khaldia Theması sınırları içinde yer aldı. Anadolu Selçuklu Devleti döneminde ise Danişmentler bölgeyi ele geçirmek için birçok akınlar düzenlemişlerdir. Bu akınlar sonucu bugünkü adlarıyla Aybastı, Mesudiye, Ünye ve Fatsa şehirleri ele geçirmişleridir. MS. 120’li yıllarda ise Trabzon Rum imparatorluğunun Fatsa’nın doğusuna kadar çekilmesiyle Fatsa’nın batısı Anadolu Selçuklu Devleti’nin hâkimiyetine girmiştir (Kılıç, 2014). Daha sonra Ordu, bir süre Trabzon İmparatorluğunun egemenliğinde kaldıktan sonra, batı kesimi Hacıemiroğulları’nın yönetimine girdi. 1461 de Fatih yöreyi Osmanlı topraklarına kattı (Türkiye İller Ansikolpedisi, 2005). Ordu Cumhuriyet tarihine kadar Trabzon vilayetine bağlı bir kaza olarak kaldı. Cumhuriyet sonrasında il olarak idari statü kazandı.

Ordu ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bilgilere göre Ordu’da ilk yerleşimler MÖ. 15. yüzyılda başlamıştır. MÖ. 2000 yıllarında Doğu Anadolu’nun iç kesimlerinden Karadeniz bölgesine gelen Halipler yörenin dağlık kesimlerine yerleşmişlerdir. Uzun süre bu bölgede kalan Halipler tunçtan iyi silahlar yapmışlardır (Çakan, 2007: 275).  Yörenin özelliğine göre ahşap malzeme kullanan bu kavmin kalıntılarından bugün fazla bir eser kalmamıştır. Bununla beraber Eskipazar bölgesinde, Bayramlı adı verilen Eski Selçuk dönemi yerleşmesinin adı, 1398 yıllarında Halipia adı ile anılmaktadır (http://ordu.yerelnet.org.tr). Eski adı Kotyora olan Ordu’ya MÖ. 756 yılında Miletli Kolonistler yerleşmişlerdir. Bununla birlikte Eskipazar bölgesinde Bayramlı adı verilen Selçuklu Devleti Dönemi yerleşmesinin adı 1398 yıllarında Halipia adıyla anılmaktadır. Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid’in Samsun’u ele geçirmesiyle birlikte Halipia Emiri Giresun fatihi Hacı Emirzade Süleyman Bey Osmanlı egemenliğini kabul ederek bölgeyi Osmanlılara terk etmiştir. (Çakan, 2007, 275) Ancak 1402 Ankara mağlubiyetinden sonra Ordu’nun Timur’un kontrolüne girdiği de bazı kaynaklarda ifade edilmektedir (Yeni Türk Ansiklopedisi, 1985: 2765). 1461’de Fatih’in Trabzon seferi ile birlikte Ordu tekrar Osmanlı hâkimiyetine girdi. Ordu ilçesi 1920 yıllarına kadar Trabzon vilayetine bağlı bir kaza iken, 17 Nisan 1920 tarihinde merkezi Ordu olmak üzere Canik Sancağına bağlı olan Fatsa kazası da Ordu’ya bağlanmıştır.

Kotyora

Bir yer olarak eski Kotyora’nın Bayramlı civarında Delikkaya ve yöresinde olduğu bu bölgede çok sayıda yapılan arkeolojik kazı sonuçlarından anlaşılmaktadır. Antik dönemlerde Ordu yöresinde bulunan Kotyora şehri içeriye doğru giden bir karayolunun başında yer alıyordu. Etrafındaki ufak koylar tabii birer liman ve barınak durumundaydı. Kuzeybatısında bugün Bozukkale denilen, iki tarafı derin koylarla çevrili küçük bir yarımada mevcuttu. Sırtı Boztepe’ye dayalı küçük, fakat gemiciler için uygun bir siteydi. Bu haliyle bir Miletos iskân modeli oluşturuyordu. Miletoslular, MÖ. 670’lerden itibaren Karadeniz bölgesinde ticaret kolonileri kurmaya başlamışlardı. Kotyora bu kolonilerin ilklerinden biri olan Sinope (Sinop) tarafından tesis edilmişti. Buradan demir ve bakır madenleri ihraç ediliyordu. Ksenofon’un (Ksenophon) ifadesine göre Kotyora’nın milâttan önce 400’lerin başında hâlâ korunaklı bir site olduğu anlaşılmaktadır. Sağ kalan 6500 askeriyle birlikte Trabzon’dan karayoluyla Kotyora’ya gelen Ksenofon şehir dışında konaklamış ve burada kırk beş gün kalmıştı. Ancak Kotyoralılar onları şehre sokmamış, görüşmeler sonucunda Ksenofon ve askerleri Sinop’tan gelen gemilere binerek Kotyora’dan ayrılmışlardı. Bu vesileyle Ksenofon bölgenin iç kesimlerinde Khalybler, Mossynoikler ve Tibarenler denilen yerli halkların yaşadığını belirtmiştir. Pontus Kralı I. Farnakes (MÖ. 190-169) Giresun’un bulunduğu yarımadada Farnakia’yı kurunca Kotyora halkını buraya nakletti. Strabon Kotyoralılar’ın Farnakia’yı iskân ettiklerini yazar. Bu olaydan sonra dönemin kaynaklarında Kotyora’nın adı geçmez (İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007: 367-370).

Ordu yöresi daha sonra Roma İmparatorluğu’nun, ardından Bizans’ın denetimine girdi (395). Bölgede 324 yılından itibaren Hıristiyanlık yayıldı. IV. Haçlı Seferi sırasında İstanbul’un işgali (1204) sonrasında Trabzon’da kurulan Rum Devleti’nin sınırları içinde kaldı. Nihayet 1270-1380 sürecinde çeşitli Türk gruplarının, özellikle Hacı Emîroğulları’nın mücadeleleri neticesinde Türkler tarafından fethedildi (İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007: 367-370).

Bu dönemin kaynakları olan Panaretos’un Kronik’i ve Esterâbâdî’nin Bezm ü Rezm’indeki bilgilerden Trabzon Rum İmparatorluğu’nun XIV. yüzyıl boyunca Türkler’le sürekli çatışma halinde olduğu, imparatorların kızlarını Türk beyleriyle evlendirerek karşılıklı baskınlarla devam eden ilişkileri düzeltmeye çalıştıkları, buna rağmen çatışmaların yine de sürdüğü anlaşılmaktadır. Karamanlı Mehmed Bey’in Konya üzerine yürümesini fırsat bilen Trabzon imparatoru 1277’de denizden Sinop’a saldırmış, ancak Çepniler tarafından bozguna uğratılmış, bazı Türk grupları Samsun sahil şeridini takiben doğuya doğru ilerlemiş, Karadeniz dağlarında yaylayan Türk grupları Harşit deresi, Aksu, Melet suyu, Bolaman deresi vb. vadilerden sahile inmeye başlamıştı. 70-80 kilometrelik bu dağlık ve sarp alan ancak 120 yıllık bir süreçte fethedilebildi. Ordu çevresinde Bayram Bey idaresinde bir Türkmen beyliği kuruldu, oğlu Hacı Emîr 1350 yıllarında beyliği genişletti. Canik Emîri Tâceddin Bey, Hacı Emîr’in oğlu Süleyman’ın Ordu bölgesindeki topraklarına saldırdı, ancak mağlûp oldu ve öldürüldü (788/1386). I. Bayezid 800 (1398) baharında büyük bir orduyla Canik bölgesine girince diğer bazı emîrlerle birlikte Ordu yöresi emîri Süleyman da ona tâbi oldu. Bu mücadelenin ardından Türkler bölgeye bütün varlıklarıyla yerleştiler ve kendi düzenlerini kurdular. Fetih sonrasında yerli halktan çok az insan kaldı. Bunlar, İskefsir (Reşadiye), Milas (Mesudiye), Habsamana (Gölköy), Bolaman, Vona ve Öksün gibi kalelerde fetih sırasında savunmada kalan ve sonradan teslim olanlardan meydana geliyordu (İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007: 367-370).

Osmanlı Dönemi

1404’te Ordu yöresinden geçen Katalan elçisi Clavijo, bu sahillerin 10.000 askeriyle Türk Beyi Arzamir’in (Hacı Emîr [?]) yönetimi altında olduğunu yazar. Hacıemîroğulları Beyliği 1427’de Osmanlılar tarafından ilhak edildi. Beyliğin yapısını aksettiren 859 (1455) tarihli Tahrir Defteri’nde Ordu yöresinin adı “vilâyet-i Canik-i Bayramlu maa İskefsir ve Milas” şeklinde kaydedilir. Vilâyet yirmi dört idarî birimden müteşekkildi. Bunlar, fetih esnasında askerî birlikler tarzında örgütlenen ve bölgeye yerleşen boy ve oymaklardan oluşuyordu. Ancak bu ilk Türk yerleşmesi sırasında antik Kotyora artık mevcut değildi. Bugünkü Ordu ve yakın çevresi “bölük-i Geriş-i Bucak”, daha sonra “nâhiye-i Bucak” diye adlandırılmıştı ve adları Türkçe olan on dört köyden meydana geliyordu. Türkler’den başka etnik unsur yoktu. Bucak bölüğünün güneydoğusunda bugünkü Eskipazar ve çevresinde “bölük-i niyâbet-i Ordu be-ism-i Alevî” denilen idarî birim vardı. Nefs-i Ordu diye anılan yer bütün Canik-i Bayram bölgesinin merkeziydi. Burası daha sonra “kazâ-i Bayramlu, nefs-i Ordu nâm-ı dîger Alevî” diye adlandırılacak, “nâhiye-i Bayramlu nâm-ı dîger Ordu” adını alacaktır (1022/1613). Bölgede en kalabalık köy seksen dokuz hâne ile nefs-i Ordu idi. 859’da (1455) Subaşı Mûsâ Bey’in hassı olan nefs-i Ordu’da on altı hânelik bir zenaatkâr topluluğu ile on dokuz hânelik “cemâat-i Alevî” vardı. Ayrıca kırk yedi kişi “kadîmlik yurtları” ile vergiden muaftı. Nefs-i Ordu’da pazar ve bir boyahane mevcuttu. Toplam nüfus seksen dokuz hâneden on sekize düştü. Bu düşüşün sebebi muhtemelen göç olayına dayanır (İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007: 367-370).

Bugünkü Ordu şehrinin tarihî bağlantısı açısından 859 (1455) Tahrir Defteri’ndeki “bölük-i niyâbet-i Ordu be-ism-i Alevî” ve “bölük-i Geriş-i Bucak” adları önemlidir. Ordu bölüğü bölgenin ilk merkezi olan bugünkü Eskipazar’dadır, Bucak bölüğü ise günümüzde Ordu’nun kurulduğu yerdedir. Bu veriler, bazı yazarların XIX. yüzyıldan önce bölgede Ordu adına rastlanmadığı yolundaki iddialarını çürütür. Ordu kelimesi, “cemâat-i Ordu-yı Ulaş”ta olduğu gibi birçok Türkmen cemaatinin adında geçer. Faruk Sümer bunu “... aile oymağı” diye açıklar. Bu durumda “bölük-i niyâbet-i Ordu be-ism-i Alevî” muhtemelen bölgeyi Türkleştiren Hacı Emîr İbrâhim b. Bayram’ın oymağıdır. Bölgenin “vilâyet-i Bayramlu maa İskefsir ve Milas” diye adlandırılması ve burada Bayramlı köyünün bulunması bey ailesiyle Ordu kelimesi arasındaki münasebeti kuvvetlendirir. Orta Asya’da bazı Türkmen beylerinin oturdukları kasabalara Ordu adı verilirdi. Tâceddinoğulları Beyliği’nin merkezi Ordu (Çarşamba) köyü de aynı adla bugüne ulaşmıştır. Bu bilgiler, Ordu’nun sahilden 4 km. Güneydoğu’da Civil deresi üzerinde bugünkü Eskipazar’da Hacıemîroğulları tarafından kurulduğuna işaret eder. Burası bölgenin idarî merkezi olma vasfını XVIII. yüzyılın sonlarına kadar sürdürdü. XVIII. yüzyılda iskeleler etrafında pazarların oluşması, cuma camilerinin açılması, yeni kasabaların ortaya çıkmasına yol açtı. Bugünkü Ordu’nun temelleri de bu gelişmeler çerçevesinde kıyıdaki Bucak köyü merkezli olarak atılmış oldu.

XVII. yüzyıl ortalarında Ordu kazasının nahiyeleri arasında yer alan Bucak bu idarî birimin merkezî konumunu kazanmıştı (İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007: 367-370).

Ordu’nun eski merkezine Eskipazar adının verilmesi de bugünkü Ordu’nun bulunduğu yerde yeni bir pazarın kurulması sonucunda olmalıdır. 1847’de Bucak kasabasında 580 mesken vardı (İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007: 367-370). Bütün bu yapılar, yeni kasabaya adını veren Bucak mahallesinden itibaren batıya sahile ve Boztepe eteklerine doğru yayılmış; Selimiye, Saray, Aziziye, Şarkıye, Düz, Zafer-i Millî ve Taşbaşı mahallelerini meydana getirmişti.

1868 yılında Bülbülderesi ile Bozukkale arasında Bucak Belediyesi kuruldu. 1869’da şehre Ordu adı verildi. 1878 tarihli Trabzon Salnâmesi’ne göre Ordu kaza merkezinde dört medrese, on beş çeşme, üç hamam, iki şadırvan vardı. Burada 9111 Müslüman, 2626 Rum, 1991 Ermeni olmak üzere toplam 13.728 kişi yaşamaktaydı. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonrası Ordu’ya Kafkasya’dan önemli ölçüde göçler oldu, bunlar merkeze veya çevre nahiyelere yerleştirildi.

1883 yılında Ordu’nun önemli bir bölümü yandı. Yangın sonrasında şehir yeniden kuruldu. 1891’de Ordu kasabasında 1161 evde 5923 kişi yaşıyordu.

Ordu’da 1872’de Memleket Sandığı kuruldu ve bu sandık 1890’lı yıllarda Ziraat Bankası şubesine dönüştürüldü (İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007: 367-370). Ordu I. Dünya Savaşı sırasında Rize, Trabzon ve Gümüşhane’den ciddi şekilde göç aldı.

I. Dünya Savaşından Sonra

I. Dünya Savaşı, Millî Mücadele ve II. Dünya Savaşı yıllarının sıkıntıları yüzünden fizikî açıdan şehir önemli bir gelişme gösteremedi. 1960’lara kadar ilk kuruluş yıllarındaki sekiz mahalleye sadece şehrin güneybatı kesimindeki Nizamettin Mahallesi eklendi. 1939 Erzincan depremi Ordu’da tahribat yaptı; yedi kişi öldü, 283 bina yıkıldı, yetmiş dört binada hasar meydana geldi; çarşının neredeyse yarısı yok oldu (İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007: 367-370). 1949 yılında şehir canlanmaya, gelişmeye ve Bülbülderesi’nin doğusuna doğru yayılmaya başladı. 1960-1980 yılları arasında şehir Gümüşhane, Giresun, Bayburt, Trabzon ve Erzurum’dan göç aldı, hızla gelişerek mahalle sayısı on beşe yükseldi. Eski yapılar yıktırılıp yerine yenileri yapıldı. Cumhuriyet’in başlarında 10.000’i bile bulmayan (1927’de 8209 nüfus), 1960’ta 20.029 olan şehir nüfusu 1980’de 52.785’e ulaşarak yirmi yılda iki buçuk misli arttı. Şehir nüfusu 1985’te 80.828’e, 1990’da 102.107’ye ulaştı (İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007: 367-370). 2012 de 186.000’e ulaşan merkez şehir nüfusu 2017 yılında 202.310 kişi olarak gerçekleşti. Toplam Ordu nüfusu, 2017 rakamlarına göre 742.341 olarak sayılmıştır.