TRABZON HALK KÜLTÜRÜ

Halk Teknolojileri

Isınma

Isınma için yer ocağı, soba ve mangallar kullanılmaktaydı.

Sürmene’nin bazı yaylalarında binlerce yıl önce varolan gür ormanların gölgesinde yetişmiş orman altı bitkileri, kurumadan ve çürümeden birbirleri üzerinde katmanlar oluşturmuştur. Yörede “turba”  denilen bitki artıklarının boyu yer yer 2-3 metreye kadar yükselmektedir. Tarım arazileri için kıymetli bir gübre olan turbayı yöre halkı yakacak olarak kullanmıştır (Bilgin ve Yıldırım, 1990: 480-481).

Kömür üretimi: Odundan kömür üretmek için derince bir kuyu kazılır. Kazılan bu kuyu kestane odunlarıyla doldurulduktan sonra odunlar yakılır. Üst kısmında küçük bir baca boşluğu bırakılarak kuyunun ağzı kapatılır. Bu şekilde yanan odunlar yaklaşık 2 gün sonra kömüre dönüşürler. Elde edilen kömür kışlık yakacak olarak saklanır veya satışa çıkarılırdı.

Aydınlatma

Aydınlatma aracı olarak yaygın şekilde şamdan, fener, mum ve kandil gibi araçlar kullanılırdı. Bunlardan başka bazı bitkiler de aydınlatma aracı olarak kullanılmıştır. Kendir de denilen kenevirin kurutulmuş saplarına yörede “kunzi” denir. Kunzi meşale şeklinde yakılarak aydınlatma aracı olarak kullanılıyordu.

Mısır bitkisinin kustel denilen kurutulmuş gövdesi de yakılarak aydınlatma aracı olarak kullanılırdı.

Çam ağaçlarının gövdelerinden toplanan reçinelerden meşale hazırlanır ve aydınlatma gereci olarak kullanılırdı. 

Demir, bakır, tunç ve pirinçten imal edilen şamdanların üzerinde mumluk yerleri vardı. Ayaklı şamdan, el şamdanı ve duvar şamdanı olmak üzere üç farklı şamdana rastlıyoruz. Bir kısım şamdanlarda kültürel unsurlar olarak gül, çiçek, insan ve hayvan resimleri yer alırken bir kısmında da ayet, hadis veya güzel sözler işleniyordu. Kayıtlarda büyüklüklerine göre kebir ve sağır şamdan olmak üzere iki şamdanın adı geçmektedir.

Kara kandil: Tenekenin içerisine gaz yağı koyulur. Üst kısmından aşağı sarkan fitil yakılarak lamba olarak kullanılır.

Külbastı: Kürek veya teneke bir kutunun içine kül, külün üzerine de gaz yağı gökülerek yakılır.

Yoksul insanlar fenerleri fındık ve cevizle yakabilirken ekonomik durumu iyi olanlar mum veya petrol maddeleri kullanıyordu.

Mum, Trabzon halkının en çok kullandığı aydınlatma aracı olarak kayıtlarda yer almaktadır.

Bir diğer aydınlatma aracı kandillerdi. İçerisindeki fitil aracılığıyla hazine kısmındaki zeytinyağının yakılmasıyla ışık veren bu alet, süslemeleri ve üzerindeki resimlerle bir sanat eseri görünümündeydi. Bazı kandiller bölge özelliklerini yansıtması bakımından kayık gibi şekillerde yapılırdı (Okuyan, 2003: 137-138).

Yiyecekleri Saklama

Buzdolabı olmadığı eski dönemlerde yiyecekler bir kaba koyarak toprak altında, doğal ortamlarda, karanlık kuytu serin odalarda; bazı taşlar soğuk bir alana yayılmış olduğundan o alanlara oyuklar yapılırdı oralara saklanırlardı. Şehir merkezinde çarşı ve pazarlarda özellikle balıkçılar yiyecekleri bozulmadan saklayabilmek için kar ve buz kullanıyorlardı. Yaz aylarında ihtiyaç duyulan kar ve buz, yüksek dağlardan kızaklarla taşınarak şehre getirilir. Şehir merkezindeki kar kuyularında saklanırdı (Uzun, 2015: 114).

Yiyeceklerin kurutulması saklama yöntemlerinden biridir. Fasulye ve biber gibi sebzeler iplere dizilerek ocak başında duvara asılmak suretiyle veya serenderde kurutulurdu. Serenderlerin esas kullanım amacı yiyecekleri kurutmak ve saklamaktı. Özellikle mısır, serenderin balkonunda ızgaralara asılarak kurumaya bırakılırdı.

Harman zamanı yeşil fasulyenin turşu yapımına uygun olanları seçilerek turşusu kurulur. Fasulye turşusu, mısır unu ve tereyağıyla birlikte yörenin en önemli kış erzağıydı.

Pekmez, reçel ve marmelat yapımı, çeşitli yiyeceklerin sadece mevsiminde değil diğer mevsimlerde de tüketilebilmesi için geçmişte çok yaygın şekilde yapılan işlerdi.

Kokulu siyah üzüm günümüzde ilin hemen her köyünde pekmez yapımında kullanılan bir meyvedir. Daha önceleri dut, armut ve bazı elma türleri de pekmez yapımında kullanılıyordu. Fakat bu saydığımız ürünlerin mahsulü eskisi kadar fazla olmamaktadır.

İlin batısındaki köylerde köylülerin ortaklaşa kullandıkları köy fırınları vardır. Fırınlar ortalama 3x3 metre ölçülerinde inşa edilir. Kesme taştan oluşan cepheler 1,5 metre kadar yükseldikten sonra üzer kapatılır. Elde edilen yüzeyin üzeri kubbe biçiminde örülür.  Fırın olarak kullanılacak olan kısım kubbe biçimli bölümdür. Fırının ön cephesinde boşluk, açıklık bırakılır. Bu fırınlar mısır, mısır unu kurutmak ve ekmek pişirmek için kullanılabilmektedir.

Köy fırınlarında pilekideki ekmeğin üzeri sacla kapatılır. Sacın üzeri köz ve külle kapatılır. Fırının sıcağında ekmek sabaha kadar pişmeye bırakılır. Pilekide pişirilen ekmek pilekinin dibine yapışmasın diye pilekinin iç kısmına lahana yaprağı serilir.