Halk Takvimi ve Meteorolojisi
Her bir yörenin kendi doğal çevre ve kültürel ortamına göre oluşturduğu bir halk takvimi vardır. Toprağa ekimi, ürün hasadı, günlük işleri planlamada yıllık, mevsimlik, aylık, günlük uygulanan davranış ve inanışlar gelişmiştir. Bu uygulama ve inanışlar yaşam tarzı içinde uygulanarak ve sözlü kültürle aktarılmaktadır. Doğal olayların takibi ve aynı zaman diliminde gerçekleşen olaylar arasında sebep sonuç ilişkisi kurulmuştur. Tarihten beri Anadolu insanını, günlük yaşamını, doğayla ilişkisini etkileyen halk meteorolojisi ve halk takvimi alışkanlıklara, inanışlara, efsanelere kaynak olmuştur. Toprağa dayalı ekonomik faaliyetlerde hayatı kolaylaştıran bilgiler geliştirilmiştir.
Yıllık olan uygulama ve inanışlar: 14 Ocak- 13 Şubat arasındaki kış mevsimine Artvin’de Zemheri denilmektedir. 14 Ocak yeni yılın başlangıcı kabul edilerek yılbaşı gecesi geleneksel eğlenceler düzenlenirdi. Yeni yılın ilk günü hiç kimse ile konuşmadan ahıra gidilir, hayvanların altına mısır, nar gibi bol daneli ürünler serpilir. Evlerin oturulan kısmına da serpilirdi. Bu şekilde bereketin artacağına inanılır. Yılın bereketli geçeceği düşüncesiyle kişinin ahırındaki hayvanlardan keçi, koyun- kuzu evine getirilir. Evde kuzuyu, koyunu mısır ekmeği, ot ile besler. Büyük beyaz bal kabakları ineğin memesine sürülürdü.
Hıdırellez günü dileklerin yazıldığı kâğıt gül dalına asılırsa, bu dileklerin yerine geleceğine inanılır. Kestanelerin kurtlu, ayvaların bol olduğu yıl kış ağır geçer. Yeni yılın ilk üç günü evden dışarıya bir şey verilmez, verilirse rızık azalır, evin bereketinin kaçacağına inanılır. Yeni yılın ilk günü eve misafir davet edilirdi, uğurlu geleceğine inanılan kişi davet edilirdi. Ay tutulmasından hemen sonra yanında bulunan kişilerin yüzüğüne, bileziğine göz gezdirdikten sonra ilk yüzüne bakılan kişin şansı açıldığına inanılır.
Bal Yağmuru: Mayıs ayının beş ve altıncı gününe denk gelen Hıdrellezde yağan yağmur suyu ile yoğurt mayalanır. Bu yağmur suyu ile hamur yoğrulursa o yılın bereketli geçeceğine inanılır.
Günlük uygulama ve inanışlar: Cuma günü tarlaya, bostana tohum ekilmez, ekilenler yalancı çiçek açar, meyvelerinin büyümeyeceğine inanılır. Cuma günleri yorgan kaplanması, evden dışarıya hamur mayası çıkartıp komşuya verilmesi uğursuzluk sayılır. Berat kandili gecelerinde, Ay ışığına karşı duran kişilerin, yere düşen gölgesinde başları görülmüyorsa, o kişinin bir yıl içinde öleceğine inanılır. Ay ışığının parlak olduğu gecelerde dışarıdaki su kaplarına bakıldığında yüzleri suda gözükmeyenlerin kısa zamanda öleceğine inanılır. Geceleyin bulaşık suyu dışarı dökülmez. İkindi saatlerinde bebek banyosu yapılmaz. Gece tırnak kesilmez, sakız çiğnenmez. Salı günü işe başlanmaz.
Aylık uygulama ve inanışlar: Temmuz ayının 7. günü tarlaya bakırsız girilmez. Cuma akşamı ardıç ağacıyla bişi ve ekmek pişirilip kokusu çevreye yayılırsa sevap kazanıldığına inanılır. Kurban bayramı öncesinde değirmenin çalıştırılması uğursuzluk getirir. Nisanın ilk pazartesi günü ormandan odun getirilmez, saman, ot mereğe konulmazdı, mereğe yılan geleceği düşünülürdü.
Ay: Halk takviminde ayların adlandırılması o zaman diliminde yapılan temel işler, doğa ve iklim koşullarının özelliklerinden adını almıştır.
Şubat ayının diğer aylara göre kısa sürmesinden dolayı ‘gücük’ denmiştir. Kış mevsiminde kış şartlarının olumsuzlukları, çiftçinin çalışamaması ve ürün elde edememesi gibi nedenlerle aralık ayı “ karakış” olarak adlandırılmış olabilir. Temmuz ise (çürük ay), bu ay ortasında yağan yağmurlar tarla ürünlerine zarar verip çürüyeceğine neden olacağından bu adı almıştır. 13 Temmuzdan 13 ağustosa kadar öğleden sonra yağmur yağar. Buna çürük ay denir. Yara vs olduğunda çürük ay geçtikten sonra iyileşmeye başlar. Çürür diye tarlaya tohum atılmaz, ekim-dikim yapılmaz. Hava sisli iken bostandaki ürünleri pas vurur.
Her ayın ilk 15 günlük zaman dilimine yeni ay denilir. Bu zamanda patates, fasulye, mısır hasadına başlanır, yemek için patatese el vurulur. Ekim –dikim işleri ise ayın 20.gününden sonrası beklenir.
Yerel Ay İsimleri
Resmî | Yerel İsmi |
Ocak | Kalandar / Zemheri |
Şubat | Kuçuk / Gücük |
Mart | Mart |
Nisan | Abril |
Mayıs | Mayis |
Haziran | Kiraz / Çerez |
Temmuz | Çuruk / Orak |
Ağustos | Ahır / Harman |
Eylül | Harman / Asma |
Ekim | Kağos / Kağus / Koç |
Kasım | Koç / Koç katımı |
Aralık | Karakış |
Yeni ay ve eski ayın durumuna göre ekim-dikim yapılırdı. Tarım işlerinde, perşembe gününe çürüme günü denir ve tarla perşembe günleri sulanmaz.
Bebeklerin beşiğe yatırılmasında da yeni ayın durumu gözetilirdi. Bebek beze sarılı halde yatakta uyutulurdu. Beşiğe konması için yeni ayın çıkması beklenirdi. 15 gün bile olsa eski ay çıkmadan beşiğe bebek konulmazdı. Yeni doğan bebek eski ayda beşiğin içine yatırılmaz. Yeni ayla birlikte beşiğe alınır.
Yeni ayda lahana kesmez, mısır kalkmazdı, diğer türlü olursa ürünleri güve vururdu.
Kestane, karayemiş bol olursa kar daha çok yağar.
İnek veya koyunların birden fazla yavrulaması kışın ağır geçeceğine yorumlanır.
Yağmur Duası
Köyün ileri gelenleri, hoca ve muhtarın kararıyla yağmur duasına çıkarlar. Dua için ziyaret tepesine gidilir. Çok sayıda çocuğun götürülmesi istenir ve duaya kadın ve erkek herkes katılır. Gün için Perşembe sabahı tercih edilir. En önde imam, arkasında erkekler, kadın ve çocuklar dizilerek tekbir sesleri ile ziyarete gidilir. Kadınlar kapalı erkekler ise ceketlerini ters çevirir giyerler. Şapkalar ters örtülür. Hoca hutbe okur, halk elini açar ve duaya başlar. Çocuklara taş toplatılır, kırk veya doksan dokuz adet. Hoca taşlara okuyarak yanındakine vererek bütün ellerde dolaştırılır. Sonra havaya fırlatılır. Dua yerine gitmeden önce, kuru bir at kafası bulunarak birlikte götürülür. Hoca kuru kafanın alnına dua yazar ve bir akarsuya atarlar. Ortak para ile alınan kurbanlar duası okunarak kesilir. Köyden getirilen yiyeceklerle bir sofra kurulur. Köyde kalıp gelemeyenlere kurban etinden götürülür. Yirmi dört saat içinde yağmur beklenilir. Dışarıda ıslanıp zarar görecek bir şey bırakılmaz. Otlar, hayvanlar içeri alınır. Eğer yağmur yağmazsa bir hafta sonra tekrarlanır (Kaya Karasüleymanoğlu,2015).
Yağmur yağacağının işaretleri olarak şunlar kabul edilir:
Doğu yönünden güneye ve batıya gelen bulutlardan yağmur yağacağı anlaşılır.
Karıncalar yol üstünde dizili gezerse yağmur yağacağı anlaşılır.
Koyunlar güreşirse yağmur yağar.
Gökyüzü çok açık yıldızlıyken, batıda bir kızarıklık olursa sabah yağmur yağar.
Zaman tahmininde yararlanılırken kullanılan yöntemler:
Çubuğun gölgesi kuzeye dik düşerse saat 12’dir.
Batıda ilk doğan yıldız iftar işaretidir.