Sosyal Normlar
Geleneksel bir toplum yapısı hâkim olmakla birlikte kültürel değerlerin sürdürülebilirliği, iletişim ve ulaşım imkânlarının gelişmesiyle kültürel etkileşim artmış ve bu geleneksel yapıda farklı kültürel değerler görülmeye başlanmıştır. İletişim, ulaşım ve ekonomik faaliyet türleri doğal çevrenin özelliklerine göre şekil alarak gelişmiştir.
Tarihi süreçte yaşanan savaşlar, zor geçim şartları hem toplumsal duyarlılığı artırmış hem de birlik olma ve dayanışmayı geliştirmiştir. Kırdan kente yaşanan göçle birlikte geleneksel kültür değerleri değişmeye başlamıştır. Bu etkiler giyim kuşam, gelenekler ve beslenme şeklinde kendini göstermiştir. Yaşam biçimi içinde yardımlaşma, eğlence ve paylaşımın birlikte görüldüğü iki unsura örnek, pancarcı şenliği ve yapı davetidir. Çeşitli işlerin yardımlaşma, dayanışma yoluyla yapılması köklü geleneklerden biridir. Tarla ekimi, ürün hasadı, hayvancılık, yaylacılık gibi yöredeki ekonomik faaliyetlerde yardım için kişiler davet edilmeden yardımlaşma yapılmaktadır. Günlük işlerde, ev-ahır yapımı gibi inşaat işlerinde komşular arasında birbirlerinin işlerinde destek olunmaktadır.
Sosyal yardımlaşmada imeceden farklı olarak bedensel çalışmanın yanında araç gereç yardımı da yapılır. Yeni bir ev yapacak kişiye yardım için gelenlere ikramlarda bulunulur. Daha sonra köyün ileri gelenlerinden bir kişi iş bölümünü düzenler. Yardım yapanlar içlerinde “evin çatısını ben onaracağım” veya ben karşılayacağım der. Köylerin ortak kullanım alanlarında da imece ve yapı daveti ile cami, okul, köy odası, köprü, çeşme gibi ortak kullanım alanlarının yapılmasında birlikte hareket edilirdi.
Dini bayram günleri için ailelerin hazırlıkları günler öncesinden başlardı. Coşkuyla beklenen bu günlerde bayramı güzel geçirebilmek için işler önceden tamamlanmaya çalışılırdı. Gençler buluşarak birlikte büyükleri ziyaret ederlerdi.
Köylerde yaşanan sorunlar cami kapılarındaki toplantılarda, kış mevsiminde topluca oturulan mekânlarda herkese söz hakkı tanınarak konuşulur ve kararlar alınırdı. Bayramlarda aile büyüklerinin ziyareti önemsenir, çekirdek aile içindeki bayramlaşmadan sonra ilk önce aile büyüklerinin ziyareti gerçekleştirilirdi. Eğer vefat etmişlerse mezarlıklara gidilip dua edilirdi. Düğünlerdeki işler komşuların iş birliği ile yardımlaşılarak yapılırdı. Yemek saatlerinde bir arada olmaya ve sofra adabına önem verilirdi.
Kadınların eşlerine ismi ile seslenmesi ayıp karşılanırdı. Akrabalar içerisindeki hitapta, amca çocukları birbirlerine emmimoğlu, emmo, dayı çocukları tayimoğlu şeklinde seslenirlerdi. Dedeler eşlerine “dedaber, nineler eşlerine ehtiyar, ihtiyar” şeklinde seslenirlerdi.
Dağınık veya toplu kırsal yerleşimlerde komşuluk ilişkileri karşılıksız yardımlaşma ve paylaşmaya dayanırdı. Evler her zaman misafire açıktı ve evlerin kapıları kilitli saklanmazdı. Yolda, bir işe giderken bir komşu ile her karşılaşmada kısa bir sohbetle mutlaka hal hatır sorulurdu. Açık bir alanda oturulurken bir erkek veya yabancı geldiğinde kadınlar ayağa kalkarak saygısını ifade ederdi. Dede ve ninelerin tecrübesinden yararlanılır, aileyi ilgilendiren her konuda öncelikle en büyüklere danışılırdı. Kırsaldaki geçim tipi ve zor coğrafi şartların etkisiyle gündelik ve mevsimlik işler ard arda sürekli bir birini takip ederdi. Bu durumda aile bireylerinin her zaman yapacağı küçük veya büyük bir işleri olurdu. Ev işleri, dokumacılık, hayvan bakımı, yaylacılık genellikle kadınlar tarafından yapılırdı.