Beşerî Durum ve Ekonomi Türleri
Nüfus Hareketleri
Samsun ili coğrafi koşulları, iklimi ve ulaşım imkânlarının yanı sıra ekilebilir, verimli arazileri ve çevresindeki illere kıyasla düz alanlarının fazla oluşuyla bölgenin cazibe merkezlerinden biri olmuştur. Samsun ili 19. asrın ikinci yarısından itibaren ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında toplu göçlerin yaşandığı bir ilimizdir. Cumhuriyet’in ilanından sonra da çevre illerden sürekli olarak göç almıştır. Göç hareketleri özellikle 1940 ve 1950’li yıllarda artmıştır.
İlk Yerleşimler
Şehrin kıyı kesiminin hava şartları yumuşak, iş kesimlerininki ise serttir. Kıyı ve iç kesimlerin ikliminde görülen bu farklılık, şehirdeki yerleşimler için de belirleyici olmuştur. Şehir nüfusu ağırlıkla kıyı kesimlerinde ve denizi gören yamaçlarda toplanmıştır.
Selçuklular ve Anadolu beyliklerinin bölgeye hakim olduğu dönemde; sazlık, bataklık ve ormanlık alanlara yerleşme olmamıştır. Şehir merkezlerinde ve yayla düzlüklerinde nüfus yoğun olduğu için toplu yerleşimler görülür. Dağlık kesimlerde ise dağınık yerleşimler görülür.
1485 Yılı Canik Sancağı Vergi Nüfusu (Öz, 2007: 252)
Kaza | Nefer | Müslim | Zimmi |
Satılmış | 1874 | 1863 | 11 |
Ünye | 637 | 637 | 0 |
Terme | 3874 | 3874 | 0 |
Arım | 5756 | 5220 | 536 |
Samsun | 2634 | 2432 | 202 |
Kavak | 1417 | 1417 | 0 |
Bafra | 3546 | 3294 | 252 |
Toplam | 19738 | 18737 | 1001 |
Göçler
İldeki insan yerleşimlerine etki eden, yerleşim alanlarını belirleyen unsurlardan biri de göç hareketleridir. Samsun ili nüfus hareketleri, yani göçler açısından adeta bir laboratuvar gibidir. İç ve dış, zorunlu ve gönüllü, daimi ve mevsimlik gibi ana başlıklar altında ele alman başlıca göç çeşitlerinin hemen her çeşidine Samsun’da rastlanır (Yılmaz, 2017: 14-24).
Samsun ili ve çevresi 15 ila 18. yüzyyıllar arasında nüfus bakımından kayda değer bir gelişme göstermemiş, limanı olan küçük bir kaza konumunda kalmıştır (Öz, 2006).
Samsun, tarih boyunca çeşitli defalar gerek yurt içinden gerekse yurt dışından göç almış olan bir ilimizdir. Özellikle 19. yüzyılın ortalarından itibaren Kırım ve Kafkasya’dan çok sayıda göçmen Samsun’a gelip yerleşmiştir. Lozan Antlaşmasından sonra mübadele ile Balkanlardan Türkiye’ye gelen çok sayıda göçmenin iskân edildiği Samsun ili, dış göçlerin yanı sıra özellikle 1950’den sonra artan bir hızla çevresindeki illerden de göç almıştır.
Bugün Samsun nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan göçmenleri iki gurupta incelemek mümkündür:
- Cumhuriyet’in ilanından önce Kırım ve Kafkasya’dan gelen göçmenler,
- Cumhuriyet’in ilanından sonra yapılan mübadele ile Samsun’a gelen Balkan mübadilleri
1853-1856 yılları arasında yaşanan Kırım Savaşı’nın akabinde, savaşın mağlubu olan Ruslar, Kırım ve Kafkasya bölgelerinde yaşayan Müslüman ve Rus olmayan diğer halklar üzerindeki baskılarını arttırdı. Bu baskıların sonucunda bölgede yaşayan Türkler, Müslümanlar ve Kafkas halkları yurtlarını terk etmek zorunda kaldı. Rusya’nın Kafkasya’da takip ettiği tehcir ve iskân siyaseti sonucu Kafkasya’dan Türkiye topraklarına 600.000’den fazla göçmen geldi. Bu sayıya Kırım göçmenleri de eklendiğinde, Türkiye’ye gelen göçmenlerin sayısı bir milyonu aşıyordu (İpek, 1991: 100). Kırım ve Kafkasya’dan ayrılan göçmenlerin büyük bölümü deniz yoluyla Samsun limanına geldiler. Samsun’a gelen göçmenler kalıcı olarak iskân edilmeleri için başta Amasya ve Sivas olmak üzere Anadolu’nun iç kesimlerine sevk edildiler. Samsun’a gelen Çerkezlerin bir kısmı Çarşamba, Terme, Havza ve Bafra gibi Samsun’un çeşitli ilçelerinde iskân edildiler (Sağlam, 2017: 1365-1384). Asarcık ilçesi de 1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sonrasında Rusya’dan göç edip Türkiye’ye gelen Çerkezlerin iskân edildiği yerleşim yerlerinden biridir.
Mübadele
Samsun ilinde Cumhuriyet’in ilanına kadar ki dönemde, kıyı kesimlerinde ve denize bakan sırt köylerinde Rum nüfus bulunmaktaydı. İstiklâl Harbi’nin bitiminde Rumlar, Lozan antlaşmasıyla Samsun’u terk etmişler, Rumlardan boşalan yerlere de ağırlıkla Selânik, Kavala, İskeçe'den gelen mübadil Türkler yerleştirilmiştir.
1914 yılında Bafra nüfusu 48.944 Müslüman, 30.838 Rum ve 1.735 Ermeni olmak üzere toplam 81.517 kişidir. 1927 sayımında Bafra nüfusu 28.173 erkek ve 30.462 kadın olmak üzere 58.635 kişi olarak tespit edilmiştir.
1914 ve 1927 nüfus sayım sonuçları karşılaştırıldığında Bafra nüfusu 81.517’den 58.635’e düşmüştür. Yani kayıp % 28.07’dir. Müslüman nüfus ise % 16,52 artmıştır. İki nüfus sayımından elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde Müslüman nüfustaki artışın da mübadeleden kaynaklandığı anlaşılır (Gölen, 2017: 1543).
1923 yılı sonlarında ilk mübadil kafilelerin Samsun’a gelişi ile başlayan bu göç ve iskân süreci yaklaşık iki yıl devam etmiş, bu süre zarfında yaklaşık 24.000 göçmen Samsun ve kazalarına yerleştirilmiştir. Osmanlı döneminde Rum köyü olan Ayvacık’ta, mübadeleyle birlikte Rumların boşalttığı yerlere mübadiller yerleştirilmişlerdir. Rumların kalabalık olarak yaşadıkları yerlerden biri olan Tekkeköy’de, mübadeleden sonra Rumeli’den gelen Müslümanlar iskân edilmiştir.
II. Dünya Savaşı sonrasında Bulgaristan’da tesis edilen komünist idarenin baskı, yıldırma ve asimilasyon politikalarından kaçabilen 155.000 Türk ve Müslüman yine Türk bayrağının gölgesine sığındı. Aralık 1950-Kasım 1951 arasında yaklaşık bir yıllık bir süreçte gelen bu göçmenlerden 478 hanede 2367 nüfus Samsun’a iskân edildi (Duman, 2017, 2155-2160).
Mübadele döneminde çoğunluğu Selanik ve çevresinden gelen Romanlar da Samsun’a yerleşmişlerdir. Günümüzde Samsun’da, çoğunluğu Yavuz Selim ve 200 Evler Mahallelerinde olmak üzere yaklaşık 16 bin Roman yaşamaktadır. Birbirlerinden kopmayan ve bir arada yaşama eğiliminde olan Romanlar yoksul, eğitimsiz ve kamu görevlerinden uzakta yaşamaktadırlar (Yüce Tar ve Kaygusuz, 2011: 761-770).
Mübadiller Samsun halk kültürü içerisinde ayrı bir unsur olarak düşünülmelidir. Mübadiller kendilerine gösterilen yerlere topluca iskân edildikleri için çevreyle yoğun bir etkileşimde bulunmayıp, kendi kültürlerini sürdürme imkânı bulabilmişlerdir.
Çepniler
Çepniler, Oğuz boyunun Üçoklar soyundan Sungurlu aşiretine bağlıdırlar. Reşideddin’e göre Çepni: “Nerede yağı görse savaşır” demektir. Şecere-i Terakkime’de ise Çepni kelimesinin; “Cesur, pehlivan, yiğit ve kahraman” anlamlarına geldiği ifade edilir.
11. yüzyıldan sonra Anadolu’ya ayak basan Oğuz Türklerinin öncülerinden olan Çepniler, ağırlıklı olarak Karadeniz kıyılarına yerleşmişlerdir. Birçok tarihçi ve araştırmacı Çepniler’in ilk önce Sinop bölgesine yerleştiğini söylemektedirler. Sinop’a, buradaki Rum Krallığını yenerek yerleşen Çepniler daha sonra Bayram Bey komutasında Ordu taraflarına dek ilerleyerek Bayramlı şehrini kurmuş bölgeye yerleşmişlerdir.
Türkmen göçleri ileriki yüzyıllarda da devam etmiştir. 13. yüzyıl, Anadolu’nun inanç ve kültür tarihini anlayabilmek bakımından çok önemlidir. Selçukluların zayıflamaya başlaması Anadolu’nun genelinde otorite boşluklarının görülmesine neden oldu. Baba İshak ayaklanması bu dönemde patlak vermiştir ve Çepniler de bu ayaklanmaya katılmışlardır. Moğol baskısının iyice arttığı 13. asrın ikinci yarısında, doğunun kültür ve inançları da Anadolu’da yayılma imkânı bulmuştur. Moğol/İlhanlı hükümdarı Olcaytu’nun Şiiliği kabul etmesinden sonra Çepnilerin de aralarında olduğu Anadolu’daki Türkmen boylarının bazıları Şiiliği kabul etmiştir (Sümer, 1992).
Samsun merkezinde hatırı sayılır miktarda Çepni bulunmaktadır. Samsun ilinde meskûn Çepnilerin büyük bölümü bu bölgeye Rize ve Trabzon’dan çıkıp gelmişlerdir (Çelik, 2011: 53). Cumhuriyet’in ilanından sonra Trakya’dan (Rodop) Anadolu’ya göç eden Pomaklar da Çepni kökenlidirler (İnce, 2017: 87-94).
Yörükler
Anadolu’da daha çok Toroslarda ve Ege bölgesinde yaşayan Yörükler, sayıları çok olmamakla birlikte Samsun’da da mevcutturlar. Yörük köyleri, 19 Mayıs ve Vezirköprü ilçelerindedir. Kılçadırları ve deve besleme âdetleri bu köylerde hâlâ devam etmektedir.
Samsun şehri 19. yüzyılın başlarında küçük bir liman kentidir. Buharlı gemilerin icadından limana gelen gemilerin artması ve tütün tarımının ilde yaygınlaşması sonucunda Samsun hızla büyümüştür. Bu hızlı gelişme, kısa sürede liman çevresinde geliri yüksek bir sınıfın oluşmasını sağlamıştır.
Samsun linin bugünkü nüfus yapısı easa itibariyle 19. yüzyılda Kırım ve Kafkasya’dan gelen göçmenlerle Cumhuriyet’in ilanından sonra Rumeli’nden gelen mübadillerle şekillenmiştir.
1927’de yapılan ilk sayımda şehrin nüfusu, hemen hepsi Türk- Müslüman olmak üzere, 30.372 kişidir.
1919 yılı nüfus durumu
Şehir | Nüfus |
Samsun | 25104 |
Bafra | 8316 |
Çarşamba | 6525 |
Fatsa | 2711 |
Terme | 959 |
Ünye | 10079 |
Toplam | 53694 |
(Karagöz, 2006: 77)
1927 yılı Samsun nüfusu
Erkek | Kadın | Toplam |
131,794 | 142,271 | 274,065 |
1927 yılında yapılan nüfus sayımında ilde okuma yazma bilenler: 19,484, okuma yazma bilmeyenler: 254,581 kişi olarak tespit edilmiştir.
1935 yılı Samsun nüfusu
Erkek | Kadın | Toplam |
124,388 | 135,766 | 260,154 |
1945 yılı Samsun Nüfusu
Erkek | Kadın | Toplam |
205,328 | 202,213 | 407,541 |
Türkiye’de modernleşme süreci, nüfusun şehirlerde toplanmasıyla paralel bir seyir izler. Tarımsal üretimin gerilediği dönemlerde nüfus kırsal kesimi bırakıp şehirlere göç etmektedir. Samsun ili de köy nüfusu sürekli olarak azalarak şehir nüfusu artan illerimizden biridir. Samsun ayrıca, coğrafi konumu gereği çevre illerden de göç almıştır. Samsun en çok Ordu ve Trabzon illerinden göç almaktadır.
Fatsa, Ünye, Terme’den
Şu Çaltı’yı dönelum
Samson güzel şehirdur
Bi ziyaret edelum
Günümüzde Samsun Nüfusu
Samsun ilinin toplam nüfusu 2017 yılı verilerine göre 1.312.990 kişidir. Yüzölçümü 9.352 km2 olan Samsun ilinde nüfus yoğunluğu 140/km2dir.
Yıllara Göre Samsun İli Nüfus Durumu (TÜİK)
| Toplam nüfus | Erkek sayısı | Kadın sayısı |
2017 | 1.312.990 | 649.524 | 663.466 |
2016 | 1.295.927 | 640.699 | 655.228 |
2015 | 1.279.884 | 632.014 | 647.870 |
2014 | 1.269.989 | 627.296 | 642.693 |
2013 | 1.261.810 | 623.435 | 638.375 |
2012 | 1.251.722 | 617.095 | 634.627 |
2011 | 1.251.729 | 617.701 | 634.028 |
2010 | 1.252.693 | 620.015 | 632.678 |
İl nüfusunun büyük bölümü merkez ilçe ile il merkezinin batısında yer alan Atakum ilçesinde yaşamaktadır. Atakum ilçesi, son yıllarda ilin cazibe merkezi haline gelmiş ve nüfusu sürekli artış göstermiştir.
Samsun ilinde nüfus, ağırlıklı olarak Karadeniz’e kıyısı olan bölgelerde, Bafra ve Çarşamba ovalarına yakın yerlerde yoğunlaşmıştır. İlin iç kesimlerine gidildikçe nüfus miktarı azalmaktadır.
Toplam 17 ilçesi bulunan Samsun ilinin Atakum, Canik, İlkadım ve Tekkeköy ilçeleri merkez ilçedir. Buna göre ilin toplam nüfusunun yarıdan fazlası merkez ilçelerde yaşamaktadır.
İlçelere Göre Samsun Nüfusu (2017 verileri)
İlçe | Nüfusu | Toplam nüfusa oranı |
19 Mayıs | 24.982 | % 1,90 |
Alaçam | 25.577 | % 1,95 |
Asarcık | 16.819 | % 1,28 |
Atakum | 192.953 | % 14,70 |
Ayvacık | 19.632 | % 1,50 |
Asarcık | 8.397 | % 1,28 |
Bafra | 141.488 | % 10,78 |
Canik | 99.719 | % 7,59 |
Çarşamba | 137.576 | % 10,48 |
Havza | 39.944 | % 3,04 |
İlkadım | 333.218 | % 25,38 |
Kavak | 20.079 | % 1,53 |
Ladik | 16.126 | % 1,23 |
Salıpazarı | 18.546 | % 1,41 |
Tekkeköy | 50.955 | % 3,88 |
Terme | 71.196 | % 5,42 |
Vezirköprü | 95.608 | % 7,28 |
Yakakent | 8.572 | % 0,65 |
Samsun ili ilk çağlardan bu yana gerek yakın çevresindeki yerleşimlerden gerekse Karadeniz’e kıyısı olan uzak bölgelerden sürekli olarak göç almış ve bunun yanı sıra ülkenin batısındaki büyük şehirlere göç vermiş bir ilimizdir. Günümüzde de göç alan bir il olma özelliğini sürdüren Samsun’da iç ve dış göçlerin yanı sıra mevsimlik göç hareketleri de yaşanmaya devam etmektedir. Samsun’un kıyı kesiminin nüfusu mevsimlik göçler ve yaz turizminin etkisiyle yaz aylarında 2-3 kat artmaktadır.
Samsun, genç nüfus oranı yüksek bir ilimizdir. Samsun ili, Ondokuz Mayıs Üniversitesinden dolayı ülkemizin pek çok ilinden çok sayıda öğrenciye de ev sahipliği yapmaktadır. Öğrenci nüfusunun çok fazla olduğu İlkadım ve Atakum ilçeleri, nüfusun ağırlıklı olarak toplandığı, en fazla olduğu ilçelerdir.
Göç ederek farklı bir yerleşim yerine gelen insanlar, yeni geldikleri yerde yerleştikleri yere ve edindikleri işlere göre sahip oldukları kültürel alışkanlıkları belli bir süre yaşatmaya devam ederler. 1950’li yıllara kadar Samsun ilinin aldığı göçler sadece şehir merkezine değil şehrin köylerine kadar yayılıyordu. Köylere yerleşen göçmenler buralarda kendi kültürlerini sürdürme şansını bulabilmişlerdir. Bu göç hareketlerinin de etkisiyle il genelinde farklı yörelerin ve hatta ülkelerin kültür unsurlarını görmek mümkündür.
Günümüzde Samsun’un pek çok köyünde Rumeli’nden Kafkaslara kadar uzanan geniş coğrafyanın gerek halk oyunlarından gerekse mutfak kültürlerinden çeşitli unsurları görmek mümkündür. Buna karşılık, şehir merkezine yerleşen göçmenler geleneksel mesleklerin yerine şehirde bulabildikleri ücretli işlerde çalışmış ve benzer şekilde geleneksel meskenlerde değil gecekondu veya apartman dairelerinde barınmak suretiyle kendilerine has sosyal yapıyı şehrin dayattığı sosyal ilişkilerle değiştirmek durumunda kalmışlardır. Bu değişim en önce kadınların iş gücüne katılımıyla kendini gösterir. Kadınların çalışma hayatına katılımıyla birlikte erkeğin otoritesinin ön planda olduğu geleneksel aile yapısı değişmeye başlamaktadır.
Tarıma Bağlı Mevsimlik Göçler
Samsun ilinde yaz ayları boyunca çeşitli tarım ürünlerinin hasat zamanlarında yoğun işçi göçleri yaşanır. Bu göçler il dışından ile gelenler ve çalışmak üzere il dışına gidenler olmak üzere iki yönlüdür. Bunun yanı sıra il içinde ilçeler arasında da göç hareketliliği görülmektedir. Örneğin Ağustos ayından itibaren fındık hasadına bağlı olarak il merkezi nüfus kaybetmektedir. Fındık bahçesi olup da şehirde ücretli kamu veya özel seltörde çalışanların bir bölümü yıllık izinleri bu döneme denk getirmeye çalışarak, tatil dönemlerinde fındık hasadını yapmaya çalışmaktadırlar. Bu gibi imkânları olmayanlar, hasat için işçi çalıştırmaktadırlar.
Bafra ve Çarşamba ovalarına her yıl yaz aylarında ülkemizin çeşitli illerinden mevsimlik tarım işçisi gelmektedir. Çarşamba ve Terme ilçeleri fındık hasadı için işçi göçü almaktadır.
Ekonomik Yapı
Antik dönemde Karadeniz Bölgesi'nin başlıca geçim kaynağı kereste ticareti, köle ticareti, balıkçılık, madencilik ve bağcılık idi. Amisos ise özellikle Hellenistik çağda ürettiği şarap ve pişmiş toprak heykelcikler gibi özel ürünlerin pazarlanması ile zenginleşmiştir (Laflı, 2011: 50-53).
Osmanlı Devleti’nin İstanbul ve Gelibolu’dan sonraki üçüncü büyük tersanesi Sinop’ta bulunuyordu. Sinop tersanesinin gemi inşaatında ihtiyaç duyulan malzemeler çevre illerden sağlanıyordu. Halat ve yelken bezlerinin imalatında kullanılan keten ve kendirin elde edildiği kenevir, Karadeniz bölgesi ikliminde yetişen bitkiler oldukları için, Samsun’dan itibaren hemen bütün doğu Karadeniz bölgesi vilayetleri kendir üretimi için teşvik edilmiştir (Ünal, 2006: 250). Kendir temin edilen bölgelerin başında Canik sancağı gelmektedir (Bostan, 1992: 137). Canik bölgesinden keten ve kenevirin yanı sıra yine gemi yapımında ihtiyaç duyulan kereste, gemi omurgasına sürülen çam ağaçları ve maden kömüründen elde katranın da temin ediliyordu. Tüm bu üretim faaliyetlerine 18. yüzyılın ortalarına kadar devam edilmiştir.
15. yüzyılda buğday ile arpa Canik Sancağı’nda üretilen önemli tarım ürünleridir. Bunlara 16. yüzyılda gâvers (darı) ve yulaf da eklenmiştir. Sarımsak, soğan, meyveyle birlikte kestane ve fındık da Osmanlı klasik döneminde Canik Sancağı’nda yetiştiriliyordu. Lazod denilen mısır ise az da olsa yetiştirilmektedir. Baklagillerden mercimek, nohut ve bakla yetiştirilen diğer tarım ürünleridir (Serbestoğlu, 2013: 122).
Osmanlının klasik döneminde Samsun kasabasının en önemli gelir kaynağı iskele ve gümrük mukataasıdır. Söz konusu gelir padişaha tahsis edilmişti. Kasabadaki boyahane mukataası gelirleri ise Trabzon’daki Hatuniye imareti Vakfı'na aitti. Samsun yöresinde elde edilen gelirlerin bir kısmı vakıflar vasıtasıyla Amasya'ya aktarılmaktaydı. Bu nedenle Samsun, nüfus ve iktisadi açıdan çevredeki şehirlerden geri kalmıştır (Yılmaz, 2016: 210).
1887 tarihli Trabzon Vilayet Salnamesine göre Samsun merkez kazanın bu dönemdeki en önemli tarım ürünü 1.163.453 kıyye ile tütün idi. Tütünün ardından 401.467 kıyye fasulye (fasulye Terme’de yetiştiriliyordu), 120.220 kile buğday, 108.068 kile mısır, 73.130 kile de arpa üretiliyordu. Hayvan yemi olarak kullanılan alaf da 105.470 kile üretimi ile önemli bir tarım ürünüydü.
Samsun ve çevresindeki iyi kalitede tütünler daha çok merkez kaza ile Bafra ve Çarşamba'da üretiliyordu. 1883 yılında Reji fabrikası kurulmasından sonra tütün üretimi ve satışıyla ilgili tüm inisiyatif tüccarların eline geçti. Tütün üreticileri kendilerini birdenbire, geçim kaynaklarını denetleyen ve vergi toplayan yabancı bir şirkete karşı sorumlu buldular. Kurulan şirketin adı “Memalik-i Osmaniye Duhanları Müşterekü’l-Menfaa Reji Şirketi” di. Şirketi teşkil eden gruplar, Viyana’dan Credit Anstalt, Berlinli Banker Bleichröder ve Osmanlı Bankası idi. Reji ile halk arasındaki en tartışmalı konu tütün kaçakçılığıydı. Reji Şirketi, kaçakçılığı öne sürerek silahlı kolluk güçleri oluşturdu. Kolcular, tütün kaçakçılığını önlemek bahanesiyle halka türlü işkenceler yaptı ve sonu ölümle biten pek çok silahlı çatışmada yer aldılar. Reji şirketinin topraklarımızda görev yaptığı 42 yıl boyunca 60 bin insanımız yaşamını yitirdi (Çamaş ve diğerleri, 2011: 235). Üreticilerin ve fabrikalarda çalıştırılan işçilerin maruz kaldıkları zor şartlar işçi eylemlerine, grevlere sebep olmuştur. 1925 tarihinde Tütün Rejisi 4 milyon Türk Lirasına satın alınarak devletleştirilmiştir.
18. yüzyılın ortalarından itibaren tarımsal kalkınma, Osmanlı Devleti için geçerli bir ekonomi politikası halini adlı. Bu dönemde Samsun ve çevresinin verimli topraklarından daha fazla istifade edilebilmesi için planlamalar yapıldı. Amerika’daki iç savaş nedeniyle pamuk fiyatlarının yükseldiği 1860’lı yıllarda, Samsun’da pamuk üretiminin geliştirilmesi planlandı ancak uygulamada yaşanan aksaklıklardan dolayı bu plandan verim alınamadı (Serbestoğlu, 2013: 123-124).
Hayvancılık
Osmanlı Devleti döneminde Samsun ili, gerek büyük gerekse küçükbaş hayvancılık bakımından gelişmiş bir bölgedir. Bafra kazası, Trabzon vilayeti kazaları arasında 1869 yılında ağnam rüsumu (küçükbaş hayvanlardan alınan vergi) bakımından en yüksek rakama sahiptir (Köseoğlu, 2015: 303-317). Samsun limanının önemli ihraç mallarından biri de hayvancılığa bağlı olarak imal edilen tabakalanmış deridir. 1900 yılında Samsun limanından 1900 yılında 432.371 ton sahtiyan ihraç edilmiştir (Köseoğlu, 2015a: 36).
19. yüzyılın sonlarında tavuk, ördek, kaz ve hindi gibi kümes hayvanları Samsun ve çevresinde yaygın şekilde yetiştirilmiştir. Et ve yumurta açısından ticarî değeri olan hindi, kaz, ördek ve tavuklar Karadeniz sahili boyunca en fazla Canik Sancağında beslenmiştir. Yumurta üretiminde ve ihracında Bafra, Samsun’un diğer ilçelerinden daha önde olmuştur.
Arıcılık ve buna bağlı olarak balmumu üretimi, bütün doğu Karadeniz’de olduğu gibi Canik Sancağında da yapılmıştır.
Balıkçılık
Karadeniz’de avlanan balıklar; hamsi, turna, kalkan, sargan, tekir, mercan, palamut ve mezgittir. Kalkan balığının satışı en çok İstanbul şehrine yapılmaktadır. Tekir, mercan, palamut ve mezgit ise yerelde tüketilmektedir. Turna ve mersin balığı ise az sayıda bulunduğundan ticari bir getirisi pek yoktur. Bafra kazasının ihracat emtialarından birisi de siyah havyardır (Köseoğlu, 2015: 311).
Dokumacılık
Samsun’un kıyı kesimlerinde koyun yünlerinden yapılan dokumalar, iç ve yüksek kesimlerde ise keçi kılından dokumalar yapılıyordu. Keçi kılından giysiden ziyade çuval ve torba imal ediliyordu. İhraç ürününden ziyade ihtiyaca yönelik olan dokuma ürünleri dışında bu bölgede kendir üretimi ve kendir ipinden dokunan bez ve iplerin ticari değeri vardı.
Ticaret
Anadolu’nun iç kesimleriyle Karadeniz kıyısı arasındaki bağlantıyı sağlayan yollar ve geçitler Samsun şehri sınırları içindedir. İç kesimlerden Samsun’a gelen ürünler, mallar buradaki limandan deniz yoluyla başka şehirlere ve ülkelere gönderilir. Liman ticareti, Samsun’da tarih öncesi çağlardan bu yana devam etmektedir. Osmanlı Devleti’nin bölgeyi ilhakından sonra da Samsun önemli bir liman olmuştur. Bu durum, bütün Karadeniz’in Osmanlı Devleti’nin kontrolüne 16. yüzyıla kadar devam etmiş, bu yüzyıldan sonra yabancı gemiler Karadeniz’e gelememiş, bu nedenle de liman ticareti durma noktasına gelmiş ve Samsun ili eski önemini kaybetmiştir.
Samsun limanının tekrar hareketlenmesi, canlanması ancak 19. yüzyılda, batılı ülkeler lehine yapılan ticari antlaşmalardan sonra mümkün olmuştur. Bu yüzyılda yabancı birçok ülke, Samsun’da temsilcilikler açmış, tüccarların bölgeye gelmeye başlamasından itibaren limana gelen gemi sayısında büyük artış yaşanmıştır. Liman ticaretinin büyümesine paralel olarak Samsun şehri de hızla kalabalıklaşmıştır.
Günümüzde Ekonomi
Samsun ili, Karadeniz bölgesi ölçeğinde ekonomisi gelişmiş bir ilimizdir. Çevresindeki illerden sürekli göç almasının nedenlerinden biri de çevresindeki illere kıyasla sosyal ve ekonomik imkânlar bakımından gelişmiş olmasıdır. Uluslararası havaalanı, serbest limanı, yurdun iç kesimleriyle bağlantısını sağlayan demiryolu ve karayolu ağlarına sahip olan şehir her türlü ulaşım imkânına sahiptir.
Köy ve kır yerleşimlerinin başlıca geçim kaynakları tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Geçimini toprağa bağlı olarak sürdüren nüfusun büyük bölümü toprak işlerinin yanında ticaret ve imalat gibi başka işlerle de uğraşmaktadır. Şehir merkezlerinde yaşayanlar ise ticari faaliyetlerin yanı sıra hizmet ve sanayi sektöründe çalışmaktadırlar.
Vezirköprü, Türkiye’de en fazla köye sahip ilçe olup, bu bağlamda nüfusun çoğunun kırsal kesimde toplandığı ilçedir.
Tarım
Samsun ilinin tarımsal üretiminde en fazla miktarda olan ürünler tahıllar arasında buğday, mısır, pirinç; sebze çeşitlerinde ise lahana, ıspanak, marul ve pırasadır. Endüstriyel tarım ürünlerden olan şeker pancarı ve tütünün üretimi her yıl gerilemektedir. Samsun’da 2000’li yıllarda üretim miktarı 100 bin tonu aşan ürünler şekerpancarı, buğday, çeltik, domates, soğan, lahana, ıspanak, turp, havuç, hıyar, kabak, karpuz ve sivribiberdir.
Türkiye’de üretilen kıvırcık marulun % 14’ü, sivri biberin % 9,6’sı, baş lahananın % 24,2’si, dolmalık biberin % 13,9’u, pirincin % 11,7’si, taze fasulyenin % 20’si, barbunya fasulyenin % 11,7’si, hıyarın % 7,4’ü, tütünün 10,7’si Samsun’dan elde edilmektedir.
İlçelere göre yetiştirilen başlıca tarım ürünleri
Alaçam: Tahıl, fındık, tütün
Asarcık: Buğday, mısır, arpa, şekerpancarı
Ayvacık: Mısır, buğday, arpa, fındık
Bafra: Mısır, buğday, patates, pirinç, şekerpancarı, tütün, ayçiçeği, soya ve tütün
Çarşamba: İlçe, bütün Türkiye’ye üretim yapabilecek ölçüde tarıma elverişli topraklara sahiptir. Yetiştirilen başlıca ürünler mısır, buğday, arpa, pirinç, fasulye, nohut, ayçiçeği, şekerpancarı, soya, tütün, sarımsak, fındık, şeftali, elmadır.
Havza: Buğday, arpa, ayçiçeği, elma, armut ve ceviz
Kavak: Buğday, mısır, arpa, yulaf
Ladik: Buğday, arpa, mısır, yulaf, ayçiçeği
Salıpazarı: Fındık, çilek, pirinç
Terme: Pirinç, fındık, mısır, soya
Vezirköprü: Şekerpancarı, buğday, ayçiçeği, arpa, mısır, tütün, kendir
İl genelinde ticarete konu olan ürünlerin başında yine tarım ürünleri gelmektedir.
Samsun İlinde Bazı Tarım Ürünlerinin Üretim Miktarları (ton)
| Toplam tahıl | Buğday | Mısır | Çeltik | Ş. Pancarı | Tütün | Meyveler |
2000 | 604.248 | 318.232 | 187.885 | 38.672 | 505.626 | 20.004 | 107.713 |
2005 | 559.857 | 339.487 | 109.316 | 60.401 | 344.131 | 11.122 | 139.777 |
2010 | 527.264 | 251.973 | 120.928 | 125.182 | 160.466 | 3.208 | 149.274 |
2015 | 546.664 | 325.255 | 68.983 | 122.600 | 74.391 | 8.215 | 161.056 |
2017 | 551.599 | 315.016 | 74.945 | 133.038 | 68.274 | 6.020 | 167.633 |
Tütün: Türkiye’de üretilen tütünlerin % 98’i Türk (oriental) tütünleridir (Çamaş, 2006: 565). Samsun ve civarında yetiştirilen tütünün başlıca özellikleri, kırmızının değişik tonlarına sahip olması, nikotin oranının düşük olması ve kendine has koku içeriğidir. Bafra tütününün yaprağı küçük, damarsız ve açık kırmızı renktedir. Nikotin oranı düşüktür. Harmanlandığında başka tütünlerin kalitesini arttırır.
Uzun yıllar Samsun ekonomisinin lokomotifi olan tütün üretiminde, 1970’li yıllardan itibaren kalite kaybı yaşanmış ve tütün üretimi sürekli gerileyerek, il ekonomisi içindeki merkezi yerini kaybetmiştir.
Hayvancılık
İldeki büyükbaş hayvan varlığı oldukça fazladır. 2000 yılında 345 bin adet olan büyükbaş hayvan sayısı 2017 yılında 405 bine yükselmiştir. İl genelinde büyükbaş hayvan varlığı artmakta buna karşılık küçükbaş hayvan varlığı azalma eğilimindedir. 2000 yılında 290 bin olan küçükbaş hayvan sayısı 2017 yılında 244 bine gerilemiştir. Büyükbaş hayvan popülasyonu içinde yerli ırkın oranı azalırken, melez ve kültür sığırlarının oranı artmaktadır. Kızılırmak deltasında Bafra göller yöresi manda varlığı bakımından zengindir. Manda sütünden kaymak, yoğur, peynir, tereyağı ve dondurma yapılabilmektedir. Manda sütü diğer sütlere göre daha beyazdır. Çünkü A vitamini içeriği diğer süt çeşitlerine kıyasla daha yüksektir.
İl genelinde ağırlıkla kırsal kesimde yaşayanlar arıcılıkla ilgilenmektedirler. İldeki bal üretiminin ekonomik değeri düşük olmakla birlikte arıcılık kısal kesimde yaşayanlar için ek gelir kaynağıdır. Başta Terme olmak üzere, Havza ve Bafra ilçelerinde arıcılık yapılmaktadır.
Balıkçılık
Samsun ilinde gerek deniz gerekse tatlısu balıkçılığı yapılmaktadır. Samsun ili tatlı sularında yaşayan 19 familya ait 48 tür ve 4 alt tür olmak üzere toplam 52 balık türü tespit edilmiştir (Polat, 2011: 299-313). Balıkçılık Samsun’da ihracata konu olacak seviyededir. Karadeniz’e kıyısı olan ilçelerde deniz balıkçılığı yapılmaktadır. Terme, Alaçam ve Ayvacık ilçelerinde balıkçılık önemli bir geçim kalemidir. Bafra ve Çarşamba deltalarındaki akarsu göllerde tatlısu balıkçılığı da ileri seviyededir. İç kesimlerde akarsu ve göllerin yanı sıra baraj göllerinde de balıkçılık yapılmaktadır.
Samsun’da denizde daha çok Hamsi, Barbunya, İstavrit, Kefal, Mezgit, Çinekop ve Palamut avcılığı yapılır. Geçmiş yıllara kadar Kalkan da önemli miktarlarda yakalanıyordu ancak Kalkan avı 2000’li yıllardan sonra eskisi kadar verimli değildir. Samsun’daki tatlı sularda Alabalık, Sazan, Yayın, Levrek ve Turna balığı avlanmaktadır. Samsun il genelinde yaklaşık 2400 ailenin istihdamı doğrudan balık avcılığından sağlanmaktadır (Gümüş & Zengin, 2011: 316-317). Trol balıkçılığının dışında Samsun bölgesi küçük kıyı balıkçıları için en önemli gelir kaynağını deniz salyangozu avcılığı oluşturmaktadır.
Orman Ürünleri
Çarşamba ilçesi, kereste ve mobilya üreten sanayi tesislerine sahiptir. Terme ilçesinde kavakçılık önemli bir geçim kalemidir. Havza ilçesinin ormanlık alanlarında yaşayan köylülerin de başlıca geçim kaynağı ormancılıktır.
Yeraltı Kaynakları
Samsun ili yeraltı kaynakları bakımından zengin değildir. Havza ve Terme ilçelerinde tespit edilmiş olan Kurşun ve Çinko zuhurları ekonomik değer taşımamaktadır. Kavak, Ladik ve Vezirköprü ilçelerinde bulunan Manganez yatakları ekonomik değer taşımadıkları için işletilmemektedir. İldeki en önemli endüstriyel hammadde kaynağı Ladik ilçesinde bulunan Çimento hammaddeleri sahasıdır.
Dokumacılık
El tezgâhlarında yapılan dokumalar ticari değer taşımayıp günümüzde bazı köylerde, yaygın olmamakla birlikte, hala kullanım amacıyla veya süs eşyası olarak üretilmeye devam edilmektedir.
Turizm
Samsun ili otel, lokanta, sinema, tiyatro, eğlence ve kültür merkezleriyle turist ağırlayabilecek imkânlara sahiptir. Karadeniz sahilinin en geniş ve uzun kumsallarına sahip ili Samsun’dur. Şehir merkezine 5 km mesafedeki Atakum, sığ denizi ve geniş kumsalıyla bölgede plaj turizminin en canlı yaşandığı yerdir. Doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel yapılarıyla farklı kesimlerden turist çekebilecek potansiyele sahiptir.
Kızılırmak Deltası doğal güzellikleriyle turistler için cazibe merkezidir. Kuş cenneti olarak adlandırılan delta bölgesinde yıl boyunca 300’den fazla kuş türü gözlenebilmektedir. Bafra ilçesinin hayvan varlıkları arasında yaban atları da önemli yer tutmaktadır. Bu delta bölgeleri gerek doğal yapısı gerekse barındırdığı canlı türleri bakımından ekoturizm için çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Akgöl, Simenit ve Silindir gölleri de yüzlerce çeşit kuşa ev sahipliği yapmaktadır.
Samsun ilinde turizm açısından önemli etkinliklerden biri de Akdağ’da düzenlenen yayla şenlikleridir. Çarşamba ilçesi su değirmenleri, at yarışları ve şenlikleriyle dikkat çekmektedir.
Havza ve Ladik ilçelerindeki kaplıcalar yıl her döneminde çok sayıda insana hizmet vermektedir. Termal turizm merkezi ilan edilmiş olan Havza ilçesi kaplıcaların yanı sıra tarihi hamamları ve özel banyolarıyla termal turizm hizmeti vermektedir.
Tarihi, kültürel ve doğal varlıklar bakımından zengin illerimizden biri olan Samsun, bu özelliklerinden dolayı turizm potansiyeli açısından da güçlü bir ilimizdir.
Efsanelere konu olmuş Amazonların da başkenti Terme’dir. Terme göl yazı beldesinde her yıl ağustos ayının son günlerinde ”Uluslararası Amazon Festivali” düzenlenmektedir.
Bafra ilçesinde Kızılırmak çevresinde önemli tarihi eserler ve kalıntılar mevcuttur. Tekkeköy, tarihi ve arkeolojik önemi büyük olan mağaralarıyla ünlüdür. Tekkeköy Mağaraları, Paleolitik (eski taş devri) dönemine tarihlenen yerleşim yeridir ve o zamanların izlerini günümüze taşımış önemli bir arkeolojik alandır. Bunların yanı sıra bölgede yapılmış kazılarda bulunmuş Antik dönemden kalma pek çok arkeolojik eser Samsun’daki arkeoloji müzesindedir. Türkiye’deki en eski Türk yapılarından biri olan Çarşamba ilçesindeki Gökçeli cami de görülmesi gereken tarihi eserlerimizden biridir. Tarihi yapıları büyük ölçüde korunmuş olan Vezirköprü ilçesi, Osmanlı döneminden kalma Bedesten ve Arasta gibi tarihi yapılarıyla ilgi çekmektedir.
Samsun ili saydığımız bütün bu özelliklerinin yanı sıra İstiklal Harbi döneminde üstlendiği rollerden dolayı Cumhuriyet döneminde Milli Mücadelenin simge şehirlerinden biri olarak anılmıştır. Şehrin birçok yerinde, Gazi Müzesi ve Bandırma Vapuru gibi Milli Mücadelenin anılarıyla dolu mekânlar bulunmaktadır.